Birşeyler çok konuşulduğu ölçüde değer kazanır.
Veya tam tersi ;
Birşeyler çok değerli görüldüğünde hakkında çok konuşulur.
Benim; çok konuşmak yerine, Mardin'in Nazar Boncuğu diye tarif etmekle yetindiğim Dara gibi.
Sayın Vali Mahmut Demirtaş'ın da ; oldukça önemsediği için, yapılan veya yapılması düşünülen çalışmaların başında saydığı Dara gibi.
Laf olsun torba dolsun amaçlı yapılan konuşmalarda bile, mutlaka bir şekliyle konu edilip çeşitli şekillerde tarif edilmeye çalışılan,zaman zaman yanlış tanımlamalara maruz kalan Dara gibi.
Benzer gelişmeler birkaç gün önce yaşandı.
Gerekli kazı çalışmalarının tamamlanmamış olmasına rağmen; ciddi bir turist potansiyeli sağlamış Dara Ören Yeri için Büyükşehir Belediyesince yaptırılması düşünülen ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca ihalesi yapılmış olan Misafir Karşılama Merkezi hakkında "1.Derecedeki Sit Alanına Betonarme bina" şeklinde çıkan bir haber; beraberinde ciddi tepkileri de getirdi.
Bazı kişi ve kuruluşlar, böyle bir habere karşı haklı olarak tepki gösterdi.
Kimi yürütmeyi durdurma kararı çıkarmak için yargıya başvurulacağını söyledi.
Kimi çeşitli mercileri göreve davet etti.
Araştırmacı-Gazeteci ve aynı zamanda Mardin Kent Konseyi mensubu olarak ; sosyal medyada polemiğe dönüşen, kabul edilemez bu iddiayı araştırırken, iddiaların gerçeği yansıtmadığını öğrenmiş olduk.
Süreç böyle devam edip, ilgili-ilgisiz kişi ve kuruluşlar tepkilerini koyarken, fikir belirtirken; konunun tam da odak noktasında olması gereken, öncelikle müdahil olma zorunluluğunda olan kuruluşun yetkilisinden "çıt" yok.
Kentin kültürü ve turizmi ile ilgili olan bu kuruluşun başındaki yöneticinin konuya neden bu kadar yabancı kaldığı, müdahil olmadığı, araştırma yapıp gerçeği neden paylaşmak istemediği hâlâ konuşulur durumda.
Her ne kadar değişik bir bakanlıktan bu göreve atanmış olsa bile; benzer konudaki gelişmelere ilk müdahil olması gereken kurumun kendileri olacağı bilgisine sahip olduğunu umuyorum.
Peki....
Konunun içinde misafir kalmasının nedeni ne olabilirdi ?
Bana göre zaman yetmezliği.
Öylesine yoğun bir çalışma temposu yaşıyor ki; böylesine ilgisiz(!) bir konuya ayıracak zamanı yoktu.
İnanıyorum ki ;
* Bulgur suyunun biyo-teknolojik olarak değerlendirilmesi çalışmalarından,
* Kara nohutun faydalarını araştırmaktan,
* Çiftçilerin zirai dondan korunması için meteorolojik uyarılar yapmasından,
* Mardin'i tanıtım amaçlı yapılacak bir etkinlikte Hint ve Kore düğünlerini canlandırmak için gerekecek bilgilerin derlenmesinden, gerekli figuran ve aksesuar temini çalışmalarından,
* Futbol hakemlerinin klasman atlamalarında yardımcı olup, bunu kamuoyu ile paylaşmaktan,
* Yıllarını masa tenisi çalışmalarına adayarak büyük başarılara imza atmış masa tenisi yönetimi ve teknik ekibinin emeklerini hiçe sayıp bu konudaki organizasyonları sahiplenmekten,
* Sivil savunma çalışmalarına katılmaktan,
* İstanbul'daki tarihi Rami Kışlası'nın Rami Kütüphanesi yapıldığına dair video gösterileriyle katkı sunmaktan vakit bulmuş olsaydı; her ne kadar kendi kurumunu ilgilendirmiyor (!) bile olsa Dara Ören Yerinde yapılmakta olan Misafir Karşılama Merkezi Binası'nın betonarme olup olmadığı konusunu; küçümsediği, turizm toplantılarına katılmasının gereksiz olduğunu söylediği Kent Konseyi kadar da olsa merak eder araştırırdı.
