Bu başlığa ilk itiraz Nesrin Aykaç'tan geldi.
Gönlü razı olmadığı için, tüm iyi niyet ve iyi dilekleriyle ;
sınıfta kalmayı kabullenmediği, ikmale kalmış olarak değerlendirilmesi gerektiği vurgusunu yaptı.
Önceleri de yaşanan sıkıntılar nedeniyle ikmale kalma hakkını kullandığını, belki düzelir düşüncesiyle ;
ite-kalka, ufak ufak dokunuşlar ve makyajlama girişimleriyle sınıf geçtiğini, ilgisiz kalıp ikmale kaldığı dersleri çalışmadığı için bu kez sınıfta kaldığına ikna olabildi ancak.
Evet...
Mardin'in turizm kulvarındaki konumundan bahsetmekteyiz.
Yöneticisiyle, siyasetçisiyle, basınıyla, meslek odalarıyla, iş insanlarıyla, turizmcisiyle, esnafıyla topyekûn herkesin şapkasını önüne alıp, ciddi bir şekilde düşünmesi ve çıkış yolu arama zorunda olduğu turizm konusudur gündemimiz.
Başta siyasiler olmak üzere il yöneticilerinin bu konuya öncelik verip odaklanmasının kaçınılmaz olduğunu kabullenmesi gerekir artık.
Süreç içinde , herkesin kendine düşen görevi eksiksiz yerine getirerek ciddi bir turizm ivmesi yakalanabileceği inancıyla başlatılan bu hareketin, beklenen düzeyde bir ciddiyet ve ilgi görmeyişi bizlere bu olumsuz tabloları yaşattı.
Adeta "Saldım çayıra, mevlam kayıra" mantığıyla devam ettirilmesi beklenen Mardin'deki turizm hareketinin öncelikli sorunlarının, çok acil ve günübirlik iyileştirmelerle değil, radikal kararlar alınarak köklü bir biçimde halledilmesi gerek.
Bir an önce kendimizi ceğiz...cağız...söylemlerinden arındırıp ; oluşturulacak ortak akılla çözüm yolları bulmalıyız.
Şu anda fotoğrafın tamamına bakarak , gerekirse diğer bazı sorunları geçici bir süre için öteleme pahasına bile olsa, odaklanılması gereken konunun turizm olduğunu ve beklenen düzeyde bir turizmin önündeki engellerin ;
* trafik,
* esnafın eğitimi ve bilinçlendilmesi,
* denetim eksikliği,
* informatik çalışma ana başlıklı sorunların olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Geride bıraktığımız son 5-6 günlük bayram tatili süresince yaşanan büyük boyuttaki eksiklikler ve bu eksikliklerin tepkileri, suratımızda bir şamar gibi patladı.
* Oluşacak yoğunluğa karşı bir hazırlığı olmayan esnaf. Yemeği var, ekmeği bitti. Ekmeğe git fırın kapalı,
* Araç ve yaya trafiği çöktü. Eski yerleşim alanına araç yasağı. Toplu taşıma yapılamadı,
* Fiyat, hijyen, çevre kirliliği denetimi olmadığından üst düzey bir olumsuzluk yaşandı,
* Yerli ve yabancı turisti yönlendirecek tanıtım tabelası ve turizm polisi eksikliği. Bazı tarihi mekanlarda usulsüz ve fahiş giriş ücreti talebi.
Sayın Vali ve Sayın Belediye Başkanlarından öncelikli beklentileri ;
* yılan hikayesine dönmüş çok katlı otopark projesinin bir an önce tamamlanmasını sağlayarak, araçların park sorununu gidermek,
* eski yerleşim alanını araç trafiğine kapatarak,
* kent esnafına yönelik eğitim çalışmalarına ağırlık vererek,
* caydırma amaçlı cezalandırma ve ödüllendirme yöntemini devreye sokarak denetim mekanizmasını devamlı hale getirmek şeklinde sıralamak mümkün.
Gerektiğinde öncelikli , radikal ve ısrarcı kararlarla bu sorunların giderileceği inancını taşıyoruz.
Aksi durumda ;
dünyanın gündemine girmiş Mardin kentinin turizm ivmesi ; geçmişteki bazı yöneticilerin iş bilmezliği, bazı siyasilerin ve yöneticilerin ilgisizliği, esnafın günü birlik ticari anlayışı ve eğitimsizliği sonucu yerle bir olur. Bunun da vebali büyük olur.
İşte o zaman ;
önce ikmale kalmış, sonra sınıfta kalmış Mardin'in turizm hareketi, temelli uzaklaştırma belgesi alarak misyonunu kaybeder.
Düşünmesi bile elem verici.
* Dara'sıyla,
* Boncuklu Tarlasıyla,
* Medreseleri ve Manastırlarıyla,
* Sahip olduğu tarihi değerlerle,
* Somut olan-olmayan kültürel mirasıyla,
* Kendine özgü gelenekleriyle,
* Mutfağıyla Mardin ;
çok daha iyi yerlerde olabilecekken, tozlu raflarda yer bulacak.
Sonra da , koro halinde :
"Kendim ettim, kendim buldum..."
