Lügattaki anlamı dışında; olur olmaz şekilde sıkça kullanılan "yabancı" tabirinden hiç haz duymam.
Çok sevimsiz gelir,
Çok nobran bir ifade olarak kabul ederim.
Ne demek ya "YABANCI"...
Coğrafya öğretmenin kim diye sorarlar ;
"buralı değil, yabancı"
"yan daireye kim taşındı?"
"yabancı, polis galiba"
Çokça çoğaltmak mümküm bu talihsiz tanımlama biçimini.
Uganda'dan gelmiş sanki coğrafya öğretmeni.
Yan daireye taşınan aile de uzaydan gelmiş olabilir mi ?
"Erzurumlu galiba"
"Umarım trakyalıdır"
"Gelin karadenizli" şeklinde; çok samimi ve sevimli ifadeler yerine hemencecik yapıştırırız
o itici, o sevimsiz tanımlamayı: YABANCI...
Bu girizgâhtan sonra konumuza geçebiliriz.
Geçen günlerde Mardin'e gelen Sayın Cumhurbaşkanı; sayabildiği kadar icraat ve sözde yatırımın yanında, toplanmış kalabalıkla mini bir referandum yapıp; "kabul edenler,etmeyenler, kabul edilmiştir" diyerek Mardin Havaalanı adının "Prof.Dr.Aziz Sancar"olarak değiştirildiği müjdesini(!) verdi.
O anda herkes alkışladı.
Aziz Sancar çok büyük bir lütuf görmüş, Mardin bu vesileyle büyük bir hizmet görmüştü çünkü.
Ertesi gün ve takip eden günlerde konuyla ilgili çeşitli yorumlamalar yapılmış; kararı beğenip teşekkür edenler olduğu gibi, karara karşı çıkıp eleştirenler de oldu.
Çok normal. Her görüş saygıya değerdir.
Ancak bir sevgili dostumuz bu konudaki görüşünü ortaya koyarken; hiç te kabul görmeyecek tanımlamalar kullanıp, karara karşı olduğu açıklaması yaptı.
Bir yerel gazetede de yayınlanan yaptığı yazılı açıklamada kullandığı talihsiz ifadeleri olduğu gibi aynen aktarıyorum:
"Azîz Sancar Savurludur. Siyasi ve sivil toplantılarda, ekonomik ve hiçbir toplumsal alanda birşey paylaşamamış bir YABANCIDIR. Mardin halkının büyük çoğunluğu tarafından sevilmeyen bir insandır. Sayın Cumhurbaşkanı tarafından adının Mardin Havaalanına verilmiş olmasını doğru bir karar olarak görmüyorum.Bu karar alındığında tüm Mardin'in görüşü alınmalıydı"
Tekrar edeyim. Adının verilmiş olması uygun görülmemiş olabilir.
Herkes bu konuda görüş bildirmekte hür ve serbesttir.
Herkesin düşüncesine saygı duymak gerek.
Ancak görüş belirtirken olmaması gereken tanımlamaları kullanmak; saygın olmadığı gibi hak ve had aşımıdir.
İnsanlığa sunduğu hizmet karşılığı; belli kişilerin alabildiği Nobel Ödülüne layık görülmüş bir bilim adamına, "toplumsal alanda birşey paylaşamamış" şeklinde yaklaşmanın mantığını anlamak çok zor.
Bilimin; dininin, imanının, dilinin, ırkının, renginin, etnisitesinin olmadığı gerçeği tüm dünyaya hakimken ; bir bilim adamı uluslararası ödüle layık görülüyor, aynı şehrin bir insanı tarafından "yabancı" olarak niteleniyor, topluma faydalı girişimleri olmadığı suçlamasına maruz kalıyor. İnanılır gibi değil.
Kendini tanıttığı şekliyle; Türkiye'nin en fazla insan hakları, barış ve demokrasi ödülleri alan bu dostumuza sorma hakkım var :
Elde ettiği akademik kariyeri ve kazandığı onca ödülü yurt dışındaki çalışmalara borçlu olan ve bu nedenle yaşamının büyük bölümünü Amerika ve Avrupa'da geçirmek zorunda kalan Saygın bilim adamı Aziz Sancar'a yabancı tanımlaması yaparken; her biri Amerika vatandaşı olduğu halde milletvekili, büyükelçi ve değişik üst düzey yöneticiliklerine getirtilen Kavakçı tayfası sence yerli ve milli mi oluyor ?
Yine Amerika vatandaşı olduğu halde ; milletvekili ve bakan yapılan, bugünlerde adı yine bakanlık için gündemde olan Mehmet Şimşek bu konunun neresinde ?
SON DAKİKA DİP NOT :
Yazıyı bitirme aşamasında; konu ile ilgili bir ifadeyi teyit etmek için, yazarımızın yazısına bir kez daha bakma gereği duyduğumda adeta başka bir yazıyla karşılaştım. Yazıda büyük oynamalar yapılmış, bazı ifadeler kaldırılmış ,başka eklentiler yapılmış.
Yazıyı olduğu şekliyle haber yapan yerel gazeteye baktım, haber sayfadan kaldırılmış, yerinde yeller esiyordu.
Yazı metni büyük ölçüde neden değiştirilmiş,
yerel gazete neden haberi kaldırmıştı, anlayamadım.
Ama başka birşey anladım :
Gerek eski haliyle, gerek değiştirilmiş haliyle yazılmış bu yazı nedeniyle; sevgili dostumuzun kartvizitinde bulunan tüm sıfatları tartışılır hale geldi.
