2. Adem ve Tin

Gülüş Teke

6 yıl önce

Toprağın hüznü suyla buluşunca başlamıştı.

-Adem dünyaya meydan okuyacak kadar cesur olsa da korkuları yok değildi hani.Içindeki boşlukta esip duran rüzgarlar üşütüyor olmalıydı tenini, birden titredi.

Hızlı, hızlı yürüyor bir yandan da düşünüyordu düşünüyor olabilmesine şaşarak.

Hiç durmadan benliği ve kendisi arasında sa´y ediyor bir yandan daiçindeki seytan-ı taşlamayı ihmal etmiyordu. Ödünç de olsa iki kanat-ı olmalı değil miydi?.O bunları düşünürken

gülümsüyordu Tanrı...

Yeni ölümler için doğacak her nefes kutsaldı.Her soluk arasında bir dirilip bir ölen o değil miydi?.

-Tin´in naif varlığı bir cisme ihtiyaç duymasıyla kasıldı.

Somut olan her şey dikkatini çekmeye başlamıştı elle tutulur, göze görünür olmak müthiş heycanlandırıyordu onu.

Kendinisini görünür yapabilmek içinNe yapmalıydı öyle ya görünmeyen bir varlığın isbatı da zordu.

Tanrı gibi, aşk gibi, acı gibi, haz gibi.

Gerçi bu saydıklarımın içinde bazıları hiç görünemez de değildi acı ve haz gözlemlenebilirdi.

Peki ya!" aşk!"

-Tin Adem-i gördü."nihayet cismi olan bir varlık geçiyordu yanından.üstelik hem güzel hemde hareket halinde olması sevindirmişti onu.

Önce tek bir hamleyle Adem´in içine girmeyi düşündü sonra kararsız kaldı.bu iyi bir fikir olmaya bilirdi.Öyle ya!" Canı yanabilirdi belkide bu bedende özgürlüğünü yitire bilirdiKısa bir an duraksadı.Adem´e baktı, baktı ve ani bir kararla Adem´in göğüs kafedinden içeri süzüldü.Adem henüz göğsündeki yanmaya bir anlam verememişti ki damarlarından parmak uçlarına kadar sıcak bir şeyin nüfus ettiğini issetti.

Devam edecek...

YAZARIN DİĞER YAZILARI