ŞİİR PERİSİNE, SAYMAZ OLDUM KAÇINCI MEKTUP

Nesrin Bulat
Nesrin Bulat
ŞİİR PERİSİNE,  SAYMAZ OLDUM KAÇINCI MEKTUP
11-06-2023

Sevgili Şiir Perisi,

Sana yazmadığım süre boyunca biriken o kadar çok şey var ki her biri ayrı birer mektup konusu olur. Ben hangisinden başlasam bilemiyorum. Uzun süren bir hastalıktan yeni uyanmışım sanki. Ülke gündemi birçoğumuzu yorduğu kadar beni de yordu. Önce deprem ve arkasından gelen seçim... Bu ülkenin insanları olarak bizler siyasete neden bu kadar kafa yormak zorundayız. Siyasîler yapması gerekeni yapsa da biz de gönlümüzce yaşayıp gitsek. Bu konuda daha ayrıntılı yazamıyorum, biliyorsun memuriyet dilimizde pranga. Ama şu kadarını söyleyebilirim: Uzunca bir süre sadece bireysel mutluluğumla ilgilenme kararı aldım.  İnsanları anlamaya çalışmak gerçekten yorucuymuş. Ömrü böyle başkalarının dertleriyle dertlenerek geçirmek de ömre yazık etmek olmuyor mu, diye düşünüyorum. Gerçi düşüncelerim değişirse bu duygularım da değişir biliyorum, şu an her şey o kadar yeni ki...

Dedim ya bir süre yalnızca kendime iyi gelen şeyleri yapmayı planlıyorum. "Kitap, kahve, kalem, kedi." 4K diyorum ben buna ve insanlardan daha iyi geliyor bunlar bana. Sevdiğim şeylerin "K" ile başlaması üzerinde de bugün düşündüm. Hazineme bu yüzden 4K dedim. Peki, 4K'nin asıl karşılığını biliyor musun? 4K=Edebiyat. Okuyup yazarak saracağım ben beni. Bence sen de artık sadece kendi mutluluğun için çalışmalısın. Sonuçta acı çektiğine inandığımız insanların aslında mutlu olduklarını en azından gidişattan memnun olduklarını görmedik mi? Bir şeyi daha iyice anladık parayla alınıp satılabilen şeyler yalnızca insan dışı varlıklar değillermiş! Ne demişti Eksik Adam: "Ve erdem unutulmuş bir boş sözdür, söylevlerde geçer." Yaşadıklarımız gerçekten de insanların erdemliliği ne derece unuttuklarını göstermiyor mu?

Biliyor musun, sevgili dostum, ben eskiden mutluluğun başkalarını mutlu etmekle gerçekleşeceğine inanırdım. Sonra baktım ki kimse beni onları mutlu etmek istediğim kadar umursamıyor, üstelik karşımda ne yaparsam yapayım daha fazlasını isteyen ve beni de kendi umutsuzluk batağına çekmeye çalışan bir kitle var. O zaman vazgeçtim bu fikirlerden. Artık şunu düşünüyorum: İyi insanlar ketumdur. Acılarını kendi başlarına yaşamaya çalışırlar, kimseye bulaştırmak istemezler.

İşte böyle dostum, yine de onları anlaşılmaz buluyorum diye  insanlara kızgın ya da kırgın değilim. Hayata karşı umutsuz da değilim. Şimdilik umursamaz olmaya karar verdim hepsi bu. O da kendimi korumak için. Başkalarına ait o derin ve ruhumu parçalayan acılardan kurtulma kararı aldım.  Duyarlılık yoruyor. Çöpten ekmek toplayanları görüyorsun sen üzülüyorsun, asgari ücretli kirasını ödeyip çocuklarını okutamıyor sen üzülüyorsun, madenlerde kömür tozlarıyla boğuluyor işçiler sen, dişinden tırnağından arttırıp aldıkları evler mezar oluyor birilerine üzülen sen...Bundan yıllar önce yazmıştım: Kaçıp kurtulmalıyım yufka yüreğimin üzerine birer kesici gibi oturan insan ağrılarından, diye.

Kendimi korumam lazım Şiir Perisi, bunu öğrenmem lazım. Ben sevgimi hak ediyorum. Sevgiyi hak eden her şeyi çok seviyorum.

Seni de çok seviyorum Peri. İyi bak kendine. Ha bir de mektuplarıma cevap yazmıyorsun, şiir yaz onun yerine olur mu? Yine yaz, yeniden. Kimse okumasa ne olur, ben okurum, özledim.

ÖNCEKİ YAZILARI