USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bir Lisan Bir İnsan

30-07-2022

Mardinli olup da Arapça bilmeyen kişi azdır. Mardin'in anadilinin Arapça olduğu söylense de başta Türkçe olmak üzere Kürtçe, Süryanice, Aramice gibi diller de konuşulur Mardin'de, bunlar kardeş dillerdir. Türkçe dışında bunların hiçbirini tam olarak bilmeyip kelime kelime konuşmak yüzünden çok kötü durumlara düştüğüm çok olmuştur. Hatırlar hatırlar gülerim. “Olsun mecbur kalınca konuşacaksın.” derim kendi kendime, yoksa öğrenemezsin. Hatta bu dillerde şiir bile yazdığım olur. "Pandora'dan çıkan Sannora" gibi komik şiirler. Türkçe, Arapça, İngilizce, Kürtçe dört dilin birleştiği şiirler yazarım.

 Çok komik durumlara da düştüğüm halde vazgeçmedim öğrenmekten. İlk deneyimimi gençlik yıllarımda konuk olarak gittiğim ablamın Diyarbakır Sur ilçesindeki evinde yaşadım. Dört Ayaklı Minarenin arkasında dar sokaklı bir mahallede ilginç bir evdi. Kapı çalındı, açtım karşımda kucağında bebeğiyle bir kadın elini uzatmış, bir şeyler mırıldanıyor, belli ki para bekliyor. Benim de fena halde parasız olduğum zaman. Hem devlet bursu ile okuyorum hem kardeş destekleri ile yine de parasızlıktan kıvranıyorum. Bozuk para ne gezer, zaten aklım havalarda, ben ne arıyorum buralarda durumundayım. Keşke olsa der gibi ağlamaklı baktım. Bir yandan da düşünüyorum Kürtçe konuşuyor olmalı, anlamadığıma göre bu dil Kürtçe. Aman ne zekiyim Kürtçeyi ayırt ettim.  Kürtçe "Allah versin" demeyeyim mi. Nasılsa onu söylemeyi biliyorum. Keşke söylemeseydim. Ne mi oldu? Ortalık koptu, kadın öyle bir kahkaha ile gülmeye başladı ki şaşırdım kaldım. Kadıncık gülmekten boğuluyor, ben acaba ayıp bir şey mi söyledim diye kızarıyor bozarıyorum. Neredeyse tut şu çocuğu rahat güleyim diyecek. O anda bu Türkçe biliyor olabilir diye düşünebildim neyse.

Bak dedim seni bu kadar güldürmem paradan çok daha iyi bir şey olmalı.  Bir yandan da düşünüyorum; galiba beni yabancı sandı, telaffuzumu beğenmedi. Bir yandan sohbet koyulaştı. Neyse hoş bir şekilde vedalaştık. İşin fenası olanı biteni ablama anlatınca onun da o kadın gibi kahkahalarla gülmesi... 

Vazgeçmedim Kürtçe konuşmaktan. Yıllar sonra bir gün bir hastanede doktor muayene sırası bekliyorum, yanımda oturan bir anne kız iki kişinin konuşmalarından Kürt olduklarını anladım. Ben yaşta olduğunu tahmin ettiğim anne benimle konuşmak istiyor fakat kızı izin vermiyor. Gülümseyerek bakıyorum onlara. Anne olan sordu."Kurmancizane?" Tabii ne diyeceğim "Nizanım". Keşke demeseydim, yıllar sonra biri yine gülüyor benim Kürtçeye. Bana dönüp "Madem bilmiyorsun nasıl konuşuyorsun, cevap verdin ya" demez mi? Kadın haklı. Bu gidişle ben bu dili her konuştuğumda insanlar bana gülecek. Ben de gülmeye başladım, aslında aklıma Diyarbakır olayı geliyor ona gülüyorum. Neyse kızının çevirmenliği sayesinde güzel sohbet ettik. Hemşerilik sohbeti güzeldir.

 Üçüncü anı geçenlerde arkadaş toplantısında bir arkadaşın "Arapça da Kürtçe de biliyorsun, gizliyorsun, sen ne biçim Mardinlisin" sözlerinin beni güldürmesi. Sohbet koyulaştığı bir anda hanımlardan biri çok yaşlı ninesinin ettiği küfürlerden bahsetti. Çok rahatsız olduklarını söyledi. Ben " Ah o beddua ve küfürleri çok iyi bilirim, ne kadar sanatsaldır " deyince bir şaşkınlık yaşandı grupta. Başladım bildiklerimi saymaya; toprak başına, karalar giyesin, yüzün gülmesin daha fazlasını yazmıyorum ayıp olmasın…

Bakın dedim şiirselliğe bakın, sanata bakın, geleneklerin dile yansımalarına bakın. Yaratıcılığa bakın. Ben saydıkça onlar bana bakıyor. Biri döndü;

"Hani Arapça bilmiyordun?"

Anlamıyorsunuz dedim ben dilin sanat boyutu ile ilgileniyorum. İşte yine bana gülüyorlar. Siz gülmeye devam edin, ben öğreniyorum, sonunda konuşacağım.