Bilir misin, bir zamanlar yola gitmek diye bir deyim vardı. Yol işti, haneye aştı, yaşayabilmek için umardı…Daha çok anlamı vardı yolun. O yollardan ne hikayeler, stranlar, ağıtlar çıktı.
Bir gece görünmezlik kaftanımı giydim yola çıktım gizlice, eşek üstünde bir deli divane. Hayın bir geceydi.Peşlerine takıldım gidenlerin. Ay karanlıktı, yol karanlık, iş karanlık…
Karanlıkta gitmek zorundaydılar, yakalanmamak için el ayak çekildikten sonra yola çıkıyorlardı. Kadim şehrin silüeti kayboluyordu onlar uzaklastıkça. Yine de arkalarına bakıyorlardı. Kim bilir kaç kere gidip geldiler. Kaç kayıp verdiler. Deneyimler, yaşanmışlıklar, yaşanmamışlıklar, geç kalınmışlıklar…
Eşeklerle gidilen yollar eşeklerle dönülüyordu o zamanlar. Yükler değişiyordu sadece.İşlenmemiş ham ürünler götürüyorlar o şehirde üretilmeyen ürünler getiriyorlardı. Bir çeşit mal takası. Yasaklanan iş buydu. Jandarma kaçakçı kovalıyordu Sonra işin adı sınır ticareti oldu. Kayıt dışı fakat kaygı içi.
Sen hiç yol mahpusu olduğunu düşündün mü? Yola müebbet... Yola med cezir. Git ve gel, gel ve git. Gel kal artık yeter.
Ve bir gün bir türkü der ki;“ Gitti de gelmedi Cano, buna ne çare”. Kayıptır giden, geriye kalan höllük elesin dursun türkü söylesin.
O gün son seyrü seferiydi demiştim. “Alla maik” dedi ve çıktı evinden. Gece dönmesi bekleniyordu. Alt tarafı yarım saatlik yol. Mardin'den Suriye Kamışlı görünüyor. Bildik yol. Bilinmedik son. Gitti de gelmedi.Bir daha görünmedi. Tevatür şöyleydi;
Son adımını attı mayına bastı.
Onu Allah aldı. Hayır, ecinniler aldı.
Kamışlıda hayat arkadaşı vardı.
O bir kahramandı.
Esfelisafilin dedi biri.
Çünkü ardında dokuz çocuk bıraktı.
Çocuklar ağladı en çok.
Gitti canımın yarısı dedi bir başkası.
Yola gitti, dönmedi.
Demiştim ona, gitme demiştim.
Su testisi su yolunda kırılır, ardından hikayeler kurulur. Uydurulur. Hatta kör ölünce badem gözlü olur.
Alla maik dememiş o gün, ondan dönmemiş, miş, miş , miş.Finish? Not,yet.
Sen bil ama kimseye söyleme, o işin adı devlete göre kaçakçılık, yapana göre işti, yani işsizliğin çözümü. Şimdi adı sınır ticareti oldu. Hikâye oldu yaşananlar. Soranlar oldu tabi ki; “ Orada mayınların ne işi var?”
Sana yol masalları anlatacağım her gece sanki bir bilmece. Yeter ki acele etme. Halep trenini anlatacağım bekle.
Yolun açık olsun…
Nesrin Aykaç