USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

“Mahpushaneler de memlekettendir.”

04-05-2025

“Mahpushaneler de memlekettendir.”

Sırrı Süreyya Önder 

 

Nesrin Aykaç yazdı 

Sırrı Süreyya Önder'in ölümü büyük üzüntü yarattı. Sosyal medyada üzerinden baktığımda onun ne kadar çok sevildiğini anlıyorum. Ben onu sanatçı kimliği ile tanıdım ve çok beğendim. Sırrı Süreyya Önder'in "Beynelmilel" filmi ile unutulmazlar arasına katıldığını düşünüyorum. Beynelmilel filmi onun hayatından bir kesit olmaktan başka devlet politikalarının Türk sinemasına izdüşümü olan bir kara mizah örneğidir. Film in mutlaka izlenmesi gereken filmler arasında olduğunu da belirtmem gerekiyor. Bu yazıyı yazarken onun politik görüşünden çok insani yönüyle, sanatçı kişiliğiyle ve felsefi görüşüyle anlatmak istiyorum.

Hayata bütün zorluklara rağmen olumlu bakmak, her koşulda iyimser olmak, karşılaştığı haksızlıklar olumsuzluklar karşısında içinde bulunduğu durumdaki paradoksunu ince bir espri ile iç acıtıcı ama oldukça içten ifade etmek herkesin harcı değildir. Her konuşmasının ardında bir sitem gizlidir. Haksız yere yattığı mahpushane yıllarına "Mahpushaneler de memlekettendir." derken duygularında memleket sevgisini, gereksiz mahpus yatmaya sitemi ile harmanlayarak söylediğini sanıyorum. 

 

Memlekette kimin ne ile suçlandığı, neden çoluk çocuk içerilerde yargılanmayı bekliyor diye düşündüğümüz bugünlerde bu cümle bir paradoks değil midir? İçinizi acıtmaz mı? Espri olarak söylenmediğini düşünmez misiniz? Boş yere yargılanmış, hüküm giymiş, mahpus yatmış ve gir-çık ile ömrü geçmiş birinin bunu söylemesi ironidir hem de en incesinden.

"Helallik ne ki ya! Benden yana bana kimin hakkı geçmişse helal olsun. benim şahsi bir meselem yoktur, olamaz. Hapishanelerde memlekettendir ama önemli olan bu ülkenin kardeşliğini, ortak geleceğini sağlamak… Yoksa hapishane arsızı olmuş insanlarız, gir çık gir çık. Bir gün başkan vekili, bir gün mahkum, bir gün hasta, bir gün… sonsuzluk" Bu sözler unutulmayacak ve belki binlerce kez alıntılanacak. 

Politikacı kimliği ile sanatçı kimliğinin harmanlanması sonucu bir halk filozofu kimliği oluşmuştur. Yönetmenlik, senaristlik, oyunculuk, müzik yapımcılığı ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptığı bilinir. Her dalda kendine özgü tarzıyla dikkat çekmiştir. Hayata her zaman eleştirel bakıp doğruyu göstermeye çalışmıştır. Duygularını sevecenlikle ifade etmesiyle, genel tavrı ile karşı mahallenin de sevgisini kazanmayı bilmiştir. O bir barış güvercinidir.  Her ihtilafın barış ile çözümleneceğini düşünür. Son siyasi çalışmaları da bunun göstergesidir.

Mahpushane ile ilk tanışması lise ikinci sınıf öğrencisi olduğu yıldadır. Suçu Maraş katliamını protesto etmektir. Tahliye olduktan sonra Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni kazanan Önder'in şanssızlığı o yıl 12 Eylül 1980 darbesinin olmasıdır. Yine öğrenci olayları, kaçmalar, aranmalar, kovalamalar derken hayatın mahpushanelerde geçen kaybı yedi yıldır. Kendi deyimiyle gir-çık gir-çık geçer hayat. Bütün yaşadıkları kişiliğini oluşturmuştur. Her şeyi kanıksayan, bıyık altından gülerek sorgulayan ama unutmayan bir kişilik, mücadele etmekten asla vazgeçmeyen bir savaşçı…

Hayatı sürdürmek için iş ayrı mı yapmaksızın lastikçilik, fotoğrafçı çıraklığı, mevsimlik işçilik gibi her işte çalışmış, hayatı mücadele ile geçmiş ve sinemacılık, yönetmenlik, gazetecilik derken zirveye ulaşmıştır. Milletvekilliği ve meclis başkan vekilliği onun ulaştığı zirvedir. Üstelik devletin seçtiği siyasi bir arabulucudur. Bir barış elçisidir.

Beynelmilel filmi Sırrı Süreyya Önder’den geriye kalan bir şaheserdir, onun baş yapıtıdır. 12 Eylül dönemini anlatan kara mizah türünde bir dönem filmidir. Gerçek hayatta Adıyaman'da geçen bir olaydan esinlenerek senaryosunu yazdığı bu film dönemi eleştirir, eleştirileri hiçbir zaman güncelliğini yitirmez. Bu tip olaylar ülkede defalarca yaşanmıştır.

Sırrı Süreyya Önder'in ölümü ülke için bir kayıptır. Barış sürecindeki görevi, meclisteki görevi yönünden olsun ya da bir entellektüelin kaybı açısından olsun gerçekten büyük kayıp olarak görülmelidir. Arkasından söyleyeceğimiz tek söz “Helâl olsun Sırrı Süreyya Önder” olmalıdır.