USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

CORONA KARANTİNA GÜNCESİ -3

07-04-2020

Yeni bir gün ve günceyle Merhaba

Bugün çok iyiyiz ve hastalığı atlattık. Karantina dan izolasyon aşamasına geçtik.

Bugün minik bir şiirle başlamak istiyorum günceme

??

Gün ağarır saçlarımda

Deniz yedi büklüm ayaklarımın dibinde

Gökyüzünün tapulu sahibiyim bu gece

Sen´in yok saatlerinde

 

Sana düşlerimi yolluyorum

Bir çiçekçi çırağı ile

Bir mesaj iliştiriyorum

Kalpli ve çiçekli bir kart ile

 

?´yalnızlığıma değer mi özgürlüğün

takasa var mısın yaşayamadıklarımızı´´

 

                 Atlattık hastalığı, üzerimizdeki ölüm korkusu baharın kapkara bulutları gibi dağıldı. Masmavi gökyüzünde baharın filizlenen çiçek ve toprak kokusundayım. Ama iki gündür ölüm ile yaşam arasındaki ilişki ve çelişkiyi çözmeye çalışıyorum.

                 Ölüm toplumumuzda kutsanan bir olaydır aslında. Hatta yaşamdan yaşayandan daha çok değer verilir gibi bir yargıda oluşuyor insanda. Şöyle düşünelim yaşadığımız mahallede, ilde,ülkede, dünyada binlerce kadın, çocuk, engelli psikolojik, sözel, fiziksel şiddete maruz kalıyor, istismara uğruyor ve biz onlar öldükten sonra onları sevdiğimizi söylüyoruz haksızlığa uğradığını katilleri lanetliyoruz.

                Oysa onlara zamanında gereken değeri, sevgiyi ve güvenli bir dünyada yaşamaları için pek bir çaba gösterdiğimiz söylenemez.

               Bir ara şöyle bir hikaye dolaştı bu sokaklarda

                Dilencinin biri 1. Caddede bir dükkanın önündeki kürsüye oturur ve sehpada bulunan çay bardaklarının altında ki çayları içmeye başlar simit kırıntılarını yer. Dükkan sahibi bir hınçla dilenciyi kolundan tutup sürükler, hakaret eder ve  kovar. Yan taraftaki başka bir esnaf içeri alır dilenciyi çay ısmarlar, yemek söyler. Birkaç gün sonra omuzlar üzerinde bir tabut camiye doğru götürülür. Tabi bizim iki esnafta omuz atarlar ve dua etmeye başlarlar. Esnaflardan biri

-Bu kimdi biliyor musun?´´ der.

              -Hayır ama Allah rahmet eylesin.

              -Bu Tabutun içinde ki birkaç gün önce kolundan tutup kovduğun dilenci vardı.

Deyince diğeri başını öne eğip ağlamaya başlar. Ama ölen kişiye mi? Ona yaptıklarına mı? Kendisine mi bilinmez.

                   Demem o ki? Elbet ölüm kaçınılmaz ve şairin dediği gibi ?´her ölüm erken ölümdür. Ama sevgi, saygı, huzur ve insan ile insan için üreterek her anını doğa ile barışık bir şekilde yaşamak lazım. Bunun kıymetini kaybetmeye ramak kala daha net anlayabiliyor insan. Kutsanması gereken bütün din ve ideolojilerde olduğu gibi insanı yaşatmak ve yaşamak olmalıdır.