# "Diyarbakır Cezaevi net bir çatışma alanıydı. Sınırsız bir işkence ve şiddetin uygulandığı bir çatışma alanı, etnik hınç ve öfkenin hakim olduğu bir mekândı"
# "Zor olan doğruları söylemeyi tercih ederken, acımasızca işkencelere göğüs gerdik"
# "Kitaplarımdaki ilham kaynağım hayatın ta kendisidir. Tek satırı bile gerçek dışı değildir"
Yukarıdaki ifadeler ; Sevgili Mehmet Korkmaz'ın tabiriyle bir zamanların "hızlı demokratı" Orhan Miroğlu'nun Diyarbakır Cezaevi D Blok 7.Koğuşta yaşadıklarının da anlatıldığı PK. 213 DİYARBAKIR adlı kitabı ile ilgili Gazeteci Mehmet Çelik ile yaptığı söyleşiden alıntıdır.
Demokrasi mücadelesinin verildiği, demokratik hak ve özgürlüklerin savunulduğu, bu mücadele anında ve sonrasında insanların ağır bedeller ödediği dönemin aktörlerinden ; anlattıklarından hareketle, Mehmet Çelik'in tanımına göre "dedelerinden gördüğü doğruları söyleme, haktan haklıdan yana olma, haksızlığın karşısında durma özelliği başına bela olmuş Miroğlu'na ait...
XXX
# "Yedi yıldır devam etmekte olan kayyım döneminin kapanması, seçmenin tercihiyle alakalıdır"
# "Bu seçimler için Doğu ve Güneydoğu'da AK Parti ve HEDEP yarışacak. HEDEP'in kazanması demek, kayyım döneminin yeniden başlaması demek olacak"
# "HEDEP İmralıyla yeniden görüşme ve muhatap olma gibi denenmiş ve sonuç vermemiş bir tecrübeyi düşünüyorsa ; açıkça söylemek isterim ki bir daha böyle bir iklim yaşamak imkansızdır"
Bu açıklamayı da ; Siyasetçi-AKP MKYK Üyesi Orhan Miroğlu Gazeteci Gökhan Korkmaz'a yapmış.
Ve ilginçtir ;
Hem söyleşi, hem açıklama aynı gün basında yer aldı.
Birinde ;
demokrasi mücadelesi uğruna yaşadığı, işkencelerle bezenmiş cezaevi süreci,
Diğerinde ;
ölümü gösterip sıtmaya razı ettirmek istercesine, seçmene yönelik adetâ tehdit kokan bir AKP klasiği...
Her iki açıklamayı okuduğumda ; Miroğlu'nun düşünsel kimliğini anlamakta güçlük yaşadım
