USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

SİZ HANGİ KUŞAKTANSINIZ?

06-09-2022

Kuşaklar ve kuşak çatışmaları her zaman güncelliğini koruyacak olan bir konu. Her türlü iletişim yetersizliğinin kuşak çatışması olarak değerlendirilmemesi gerekir. Kuşaklar arasında fark kaçınılmazdır. Nasıl olmasın ki? Sürekli değişim ve gelişim bir diyalektik yasası olduğuna göre, insanoğlu da hayat da sürekli değişecek ve gelişecektir.

 Sosyal medyada son zamanlarda sıkça rastlanan "ok boomer" sözü “sen eski kuşaksın” demenin yeni yolu. “Ok boomer”, "tamam teyzem", "tamam eski kuşak" anlamında kullanılan İngilizce bir deyim. Eski kuşak olduğunuzu hatırlatan bir tepki. Evet, ben gerçek bir "Boomer"ım. Boomer sözcüğü patlama kuşağı "Baby boomers" deyiminin Türkçe karşılığı. Artık İngilizce ile giderek iç içe olduğumuz için deyimler hızla Türkçeye geçiyor. Triggerlamak gibi yarısı İngilizce, yarısı Türkçe sözcükler de geçiyor sanal ortamda. Bunları yapanlar Z kuşağı olmalı diyorum. Bizim torunlarımız. Bir şekilde başlayalım kuşakları çözmeye.

Tarihi gidişata göre önce kuşakları anlatmakla başlayayım, daha sonra en çok kendi kuşağım olan patlama kuşağı üzerinde durmalıyım.

 Kuşak aynı zaman diliminde, yaklaşık aynı yıllar diyebileceğimiz bir ortak süreci yaşayan, aynı sosyal olaylara tanıklık eden bir gruptur. Sessiz kuşak, 68  kuşağı gibi , dönemin sosyal, politik, ekonomik durumunu tanıklık etmiş bunlar üzerinde aşağı yukarı aynı bilgileri verebilecek, aynı tepkiyi gösterebilecek insanlar grubudur. Kuşakların belirli toplumsal oluşumlar karşısında aynı duyguları paylaşmış oldukları görülmektedir. Ortak bir yarar ya da zarar karşısında kendi aralarında birleşerek büyük bir güç oluşturdukları görülmüştür; hatta bir karşı kültür hareketi oluşturmak gibi eylemler çok rastlanan durumlardır. “Faşizme hayır”, “Savaşa hayır”, “Savaşma seviş” gibi sloganlar belirli kuşaklara mal edilmiş sloganlardır. Evrensel hareketler ve sonuçlar görüldüğü gibi coğrafi bölgeye, demografik yapıya göre de farklı sonuçlar, farklı tepkiler görülebilir; ama en belirleyici özelliği yıllarla ifade edilen zaman dilimleri olmasıdır. Bazı kuşaklar isimleri ile bazıları ise x, y, z gibi harflerle ifade edilmiştir.

 Evrensel bağlamda bilim insanları tarafından kabul edilmiş yıllara göre gruplama şöyledir;

1927-1945 arası Sessiz Kuşak

1946-1964 arası Patlama Kuşağı (Baby Boomers)

1965-1979 arası X kuşağı

1980-1999 arası Y kuşağı

2000 ile 2021 arası Z kuşağı ve son zamanlarda güncel olan Alfa kuşağı dediğimiz 2013 yılından sonra doğanlar.

 Bu kuşakların kesinliği olmamasına rağmen genel olarak kabul görülmektedir. Bizden önceki kuşak dediğimiz Sessiz Kuşak Birinci Dünya Savaşı sonrası Büyük Buhran çağına, birçok ülkenin kuruluş ve yeniden yapılanma dönemlerine tanık olmuş kuşaktır. Güç zamanları yaşamış olmanın sonucu suskun, sessiz bir kuşak oluşmuş, yönetici sınıfa ve devlete karşı itaatkâr, her türlü öneriye evet diyebilen, “Çalış senin de olsun.” düşüncesinin hâkim olduğu bir kuşaktır aslında. Muhafazakâr sözcüğü bu kuşağı anlatmaya bence uygun. Aralarından yaşadıkları coğrafyaya ve demokratik yapıya göre farklı fenomenler çıksa bile genelde birbirine benzer karakterlerdir.  Ülkemizin sessiz kuşağının özelliklerinin, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemindeki bazı aydınlarının duruşuna benzetiyorum.

 Gelelim bizim kuşağa; Patlama Kuşağı ya da İngilizcesiyle “baby boomers” bu kuşak 1946 ile 1964 yılı arasında doğanlar. Dünya nüfusunda bu yıllar arasında önemli bir artış gözleniyor, bu artışın müttefik ordularının savaştan dönmesiyle ulaşılan rahatlamayla, 1929 ekonomik krizinin atlatılıp insanların daha da kendilerini iyi hissettikleri döneme gelmesiyle, üçüncü bir neden de nüfus artışını desteklemek için sosyal yardımların artmasıyla ortaya çıkan bir kuşak olarak kabul ediliyor. Bu nedenler de tabii ki coğrafyaya ve demografik yapıya göre farklılık gösteriyor. Ülkemize özel duruma bakıldığında Cumhuriyetin ilk yıllarının zor dönemleri geçirilmiş, iki dünya savaşı az kayıpla atlatılmış olduğu için bu kuşağın sessiz kuşağa göre farklı bir davranış ve görüş içinde olduğunu sanıyorum. Patlama kuşağının ülkemize yansımasını ben 1968 kuşağının bir karşı kültür oluşturup devrim için mücadelesine de bağlıyorum. Özellikle demokrasi ve sosyal adalet peşinde koşan örgütlenme hakkını kullanan bilinçli tasarruf seven idealist bireylerdir patlama kuşağının bireyleri.

Türkiye'deki patlama kuşağı Amerika'daki patlama kuşağından elbette farklılık gösterecektir. Çok yakın aralıklarla üç askeri darbeye tanıklık etmiş kuşaktır. Faşizmin hala Türkiye'de kol gezdiği döneme rastlaması bu kuşağın büyük kaybıdır. Bir zamanlar 141, 142'lerin balyoz gibi bu kuşağın kafalarına oturması büyük şanssızlıktır. En büyük kazançları ise kendi görüşlerinde gerçekleştiremedikleri devrimlerini ideallerini kendi çocuklarını yetiştirmekte gerçekleştirmeleridir.

 Kuşaktan kuşağa değişim devam edecektir elbette 1965 -1979 yılları arasında doğanlar X kuşağını oluşturur. Rahatlayan hayat şartları önemli dönüşümleri belirler ve farklı bir kuşak farklı bir bakış açısı ile anne babaları şaşırtır. Toplumcu, idealist, çalışkandırlar fakat para merkezlidir X kuşağı bireyleri. Fazla değişimden yana değillerdir. Bu kuşağın en belirgin özelliği cinsiyet eşitliğine inanmalarıdır. Artık erkekler de ev ve çoçuk bakımı işlerinde kadınlarla iş bölümü yapmaya başlamıştır.

Bence Y kuşağının daha önceki kuşaklara göre daha başarılı oluşlarının temelinde teknolojik gelişmenin payı büyüktür. Y kuşağı yani 1980-1999 yılları arasında doğanlar, bizim şanslı kuşak dediğimiz çocuklardır. Bunlar da özgüven ve farkındalık tavan yapmıştır, eğitime, etiğe ve emeğe saygılıdırlar. Değişime açıktırlar, atılgandırlar, teknolojiyi çok iyi kullanmaları temel özelliklerinden biri.

Z kuşağına gelince bunlar bana "aunt boomer" diyen kuşak, benim torunlarım. Bunlar da Y kuşağın bir basamak atlamış hali. Ailelerinin şımartılmış, apolitik, markacı gençleri. Kendileri için hiçbir olumsuz söyleme hakkım yok bana "tamam teyzem" deyip dursunlar bilgisayar kullanmayı onlardan öğrendim, seviyorum onları. Yazıyı bir Boomer gibi kendi sloganımla bitiriyorum, “Rahat bırakın çocukları!”.

 Not: Bu makale daha önce Ek Dergi ‘de yayınlanmıştır.

https://www.ekdergi.com/siz-hangi-kusaktansiniz/