USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
GÜNDEM

MÜSİAD'ta Mehmet İleri, yeni dönem için güven tazeledi

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Mardin Şubesi'nin "8. Olağan Genel Kurulu" geniş bir davetli topluluğunun katılımı ile yapıldı. Yapılan genel kurulda MÜSİAD Mardin Şube Başkanı Mehmet İleri yeniden güven tazeledi

MÜSİAD'ta Mehmet İleri, yeni dönem için güven tazeledi
22-03-2021 11:03
Google News

Mardin'de Grand Yay Anfi Salonda düzenlenen MÜSİAD Mardin Şubesi 8. Olağan Genel Kurul Toplantısı Kur-an Tilavetiyle başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından genel kurul, MÜSİAD genel merkezi tarafından hazırlanan ve yerel genel hizmet ve hedefleri içeren sinevizyon gösteriminin izlenmesiyle devam etti.

MÜSİAD Mardin eski şube başkanı da olan AK Parti Mardin eski İl Başkanı Mehmet Ali Dündar'ın divan başkanlığında oluşturulan divanda, divan üyeliklerine ise Ferit Akdağ ile Ercan Erbek seçildi. Genel Kurulda yapılan ilk konuşmayı, MÜSİAD Mardin Şube Başkanı Mehmet İler yaptı.

Konuşmasının ilk bölümünde kadim şehrin sahip olduğu güzelliklere dikkat çeken İleri Mardin'i şu ifadelerle anlattı: Bir zaman yolculuğundan geçer gibi gezinirsiniz Mardin sokaklarında. Cadde ve sokaklarını adımlarken, tarihin farklı dönemlerinde olduğunuzun hislerini iliklerinize kadar hisseder ve yaşarsınız. Alışveriş yaptığınız selam verdiğiniz insanların yüzünde geçmişin izlerini, geleceğin umutlarını, yarının sevinçlerini görür ve yaşarsınız. Mardin Kürdün, Arabın Türkün kardeşçe yaşadığı, ezan sesinin çan sesine karışıp gökyüzüne ulaştığı hoşgörü şehri, kadim coğrafya, Mardin dantel gibi işlenen taş evlerin, gece ışıklarıyla gerdanlığa dönüştüğü masalımsı bir şehirdir Mardin….Hakkın ve hukukun, adaletin ve eşitliğin, barışın ve güvenin, refahın ve mutluluğun sağlandığı, tarihe ve topluma mal olmuş yerli ve evrensel değerlerin korunup, gözetildiği; bölgesinde etkin, dünyada saygın bir Türkiye için yola çıkan MÜSİAD emin adımlarla hedefine yürüdüğüne işaret eden Başkan İleri, MÜSİAD Mardin Başkanı olarak, Mardin'in sosyoekonomik yapısından söz ederek Mardin'in Ekonomisini genel olarak tarım, tarıma dayalı Sanayi ve Turizm olarak 3 ana başlık halinde değerlendirildiğini söyledi.

"GAP Sulama Kanalları, Tarıma ve Sanayiye büyük değer katacak"

Mezopotamya'nın tarihten gelen cömert topraklarının Mardin'in en önemli bir geçim kaynağını oluşturduğuna vurgu yapan İleri, "Uzun zamandır modern tarım yapılmayan ilimizde son zamanlarda modern tarımın adımları atılmış, GAP sulama kanallarının ovaya ulaşmasıyla beraber daha verimli bir tarım yapılacak, elde edilen ürünlerin katma değeri daha büyük oranlara ulaşacak, ülke ekonomisine katkı daha da artacaktır. İlimizde bulunan Mardin Organize Sanayi Bölgesi genellikle tarıma bağlı olan sanayi yatırımlarının merkezi olmuş, ihracat noktasında ülke ekonomisine ciddi katkısı olmuştur. 1.OSB’nin ardından 2.OSB’nin alt ve üst yapı çalışmaları nerdeyse bitmiş, farklı yatırımcılar için arsa tahsisine başlanmıştır. 72 parselde Gıda, Tekstil, Plastik Makine, Kimya elektrik, Sağlık ve Medikal sektöründe farklı yatırımların yapılması planlanan 2 .OSB nin en kısa zamanda faaliyete geçmesi Mardin ekonomisine ve istihdama katkı sunacak bizleri de ziyadesiyle memnun edecektir. Midyat ve Nusaybin ilçelerimizde yine aynı şekilde OSB çalışmaları yapılmakta olup: Midyat ilçemizde arsa tahsisi yapılmış, Nusaybin ilçemizde yer tespit çalışmalarına başlanmıştır. Ülkemizin açık hava müzesi konumunda olan ve 2000 yılından bu yana UNESCO’nun Dünya mirası geçici listesinde yer alan Mardin ilimiz son yıllarda sadece ülkemizin değil dünyanın ilgisini çekmeye başlamıştır. Mardin ili önemli tarihsel ve kültürel mimari zenginliklere sahiptir. Bu zenginliğin turizm alanında en iyi şekilde değerlendirilmesi halinde ilin kalkınmasına ve ülke turizmine büyük katkı sağlayacağı kuşkusuzdur." diye konuştu


Kongreye katılmak üzere Mardin'e gelen MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan ise Geçtiğimiz yıl Türkiye'nin en çok ihracat yapan şehirleri arasında 19. sırada yer alan Mardin'in, ülke genelinde ihracatın daraldığı bu dönemde, ihracatını yüzde 14'luk artışla 904 milyon dolara çıkarmayı başardığını belirtterek, Mardinli sanayici ve işadamlarını tebrik ederek sözlerine başladı.

Geçen yılı tüm dünyanın zorlu bir yıl olarak geride bıraktığını kaydeden Kaan, 2018 yılının başından itibaren, küresel ekonomik sistemin oldukça sıkıştığını ve ciddi bir emtia kriziyle yüzleşmek durumunda kalınabileceğini ısrarla vurguladıklarını söyledi.

Dünya ekonomisinin gelişmekte olan ülkeler lehine doğuya kaydığını, batı ekonomilerinin hem yaşlanan nüfusları hem de hantallaşan şirket yapıları ile birer tüketim merkezi olduğunu kaydeden Kaan, şöyle konuştu: "Elbette bu durumdan karlı çıkabilmek için Türkiye, merkezde yani transit ülke olma avantajını iyi kullanmalıydı. Geç kalınmış da değildir. Çin, salgına rağmen dur durak bilmeden üretim hacmini daraltmadı ve izole üretim üslerinde salgın sonrası dünya için üretmeye, yeniden hem tedarik hem de lojistik ağları anlamında monopol güç olma özelliğini geri kazanma savaşına girdi. Şimdi görüyoruz ki bu durumdan karlı çıkacağı gözüküyor."

Salgın sürecinin çok farklı yaşam, üretim, tüketim ve siyasi davranış kalıpları getirdiğini anlatan Kaan, salgın öncesi zorlandıkları dijital sistemin artık temel unsur haline geldiğini, e ticaret, yeni üretim modelleri ve yeni tip ürünlerin hayatın bir parçası haline geldiğini aktardı.

Devletlerin de artık piyasalara çok daha hakim konuma geçtiğinin önemine işaret eden Kaan, salgınla her devletin vatandaşını korumak için gücü mukabilinde destek paketleri açıkladığını, bu durumun giderek sosyal devlet ilkesinin iktisadi alana taşınmasına da neden olduğunu bildirdi.

Devletlerin artık ürün piyasalarına sadece regülasyon görevi gören kurumlarla değil bizzat kendisi satıcı ya da aracı olarak gireceğini dile getiren Kaan, tıbbi malzeme ve gıda için birbirleriyle yarışan ve hatta birbirlerini ezen sözde modern batı ekonomisinin kendi ürettiği küresel ekonomi oyununda başarısız olduğunu kaydetti.

Yeni dönemin ulus ekonomilerinin ön plana çıkacağı, her ülkenin kendi kaynaklarına ve yerli milli sermayesine sımsıkı sarılacağı bir yüzyıl olacağına dikkati çeken Kaan, bu kaynakların başında yer alan su, tarım alanları, tohum, hayvanlar, insan gücü ve milli sermaye ile ülkeyi her mecrada ve her krizde ayakta tutan milli şirketlere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.



Ekonomi Reform Paketi memnuniyeti!

KOBİ'lerin bugün Türkiye'de istihdamın yüzde 73'ünü, cironun yüzde 64'ünü, ihracatın yüzde 56'sını ve toplam üretimin yüzde 57'sini karşıladığını belirten Kaan, şöyle devam etti:

"İhracat içindeki payları ise ülkemizin lokomotif unsuru olduklarının bir diğer kanıtıdır. KOBİ'lerimizin aynı zamanda Anadolu'da aslında ülkemizin ekonomik ağırlığını tek başlarına sırtladığını da görüyoruz. Bu nedenle teşviklerin ve desteklerin dağıtımı noktasında teşvik verimliliği hesabı yapılacaksa teşvik ve destekleme sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini yıllardır savunduk. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde açıklanan Ekonomi Reform Paketi'nde bu duruma özellikle dikkat çekildiğini görmek, yerli ve milli sanayileşmenin, şehir ekonomilerinin önemine vurgu yapılması ve ithalat bağımlılığının azaltılması adına devlet alımları başta olmak üzere üretimin yerli kaynaklara kaydırılması bizleri mutlu etmiştir."

Bir ülkede milli paranın değerini o ülkenin üretim ve yatırım gücünü belirlediğine işaret eden Kaan, "Sadece üretmek de yetmez, satışa yönelik üretim planlama mantığıyla önce iç talebi sonra dış talebi belirleyeceğiz. Bu da yetmez, bu kez de yatırım alanlarımızı ve yatırımcılarımızı destekleyen bir sistemi çalıştıracağız. Buna biz kısaca üretim, ticaret, yatırım senkronizasyonu diyoruz." ifadelerini kullandı.

"Türkiye, Çin'in ardından en çok büyüme kaydeden ikinci ülke olmuştur"

Türkiye ekonomisinin bu zorlu süreci en hafif hasarla atlatan ülkelerin başında yer aldığını aktaran Kaan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Salgın öncesinde 2020 yılı genelinde yüzde 3,5 oranında büyümesi beklenen küresel ekonominin, güncel tahminlere göre bu dönemde yüzde 4,5-5 bandında küçüldüğünü görüyoruz. Türkiye, 2020 yılının son çeyreğinde yüzde 5,9 oranda, 2020 yılı genelinde ise yüzde 1,8 oranında büyüme ile G20 ülkeleri içerisinde Çin'in ardından en çok büyüme kaydeden ikinci ülke olmuştur. 2021 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 5,5 ile 6 oranında büyüyeceğini düşünüyoruz. Ancak burada yine belirleyici faktör salgının seyri ve aşı çalışmalarının verimliliğidir. Zira bir üçüncü dalga ile karşı karşıya kalmamız halinde yeniden yaşayacağımız muhtemel sermaye kaybının telafisi için aynen Çin'in yaptığı gibi belli bölgelerde dur durak bilmeden üretime devam etmeli ve stoklarımızı artırma yoluna gitmeliyiz. Bu da elbette güvenli ve her aşaması düşünülmüş üretim üsleri kurmak mantığından geçmektedir."

Kongreye, Mardin Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mahmut Demirtaş, AK Parti Mardin Milletvekili Cengiz Demirkaya, AK Parti İl Başkanı Faruk Kılıç, DİKA Genel Sekreteri Ahmet Alanlı, oda başkanları, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve dernek üyeleri katıldı.



Editor : HaberPanelim.com
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE TÜMÜ
PUAN DURUMU TÜMÜ
TAKIMOPuanAV.
1Galatasaray3081+48
2Fenerbahçe3079+54
3Trabzonspor3049+11
4Beşiktaş3046+4
5Kasımpaşa3043-2
6Başakşehir FK3042+3
7Çaykur Rizespor3042-11
8Antalyaspor3041+2
9Adana Demirspor3039+7
10Alanyaspor3039-4
11Sivasspor3038-7
12Samsunspor3036-6
13Kayserispor3036-7
14MKE Ankaragücü3033-3
15Hatayspor3033-4
16Konyaspor3033-11
17Gaziantep FK3031-10
18Fatih Karagümrük3030-4
19Pendikspor3029-27
20İstanbulspor3013-33
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ