08.01.2016 tarihinde Dargeçit ilçemizde suça karıştığı iddia edilen şüpheli hakkında soruşturma başlatılmış ve tutuklanmak üzere Dargecit Sulh Ceza Halimliği´ne sevk edilmiştir. Şüpheliye isnat edilen suçun mahiyeti gereği zorunlu avukat ataması yapılmıştır. Buraya kadar yapılan tüm işlemler gayet doğal. Fakat işin doğallığı Şüphelinin sorgusuna başlamadan önce avukat ile Dargeçit Sulh Ceza Hakimi arasında geçen diyalogla bozuluyor. İşin daha da ilginç yanı Sulh Ceza Hakimi, diyaloğu olduğu gibi tutanağa geçiriyor. Daha da ilginç olan ise şüphelinin mahkemede avukatlığını yapacak meslektaşımız Mardin Adliyesinde online sistemi ile sorguya katılmış ve Mahkeme hakimi ile hiç doğrudan görüşme olmamış. Mahkeme hakimi avukatı ilk defa online sistemi olan SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) ile görüyor.
Dargeçit Sulh Ceza Hakimi: Görevli adliye personeli yok mu?
Avukat: Görevlilerinin işgüzarlığı hakim bey, aslında bir görevlinin olması gerekirdi.
Hakim: İstek üzerine mi geldiniz?
Avukat: CMK zorunlu müdafii olarak atandım.
Hakim: Nerelisiniz?
Avukat: Mardin Merkez.
Özetle bu diyalog üzerine Sulh Ceza Hakimi; huzurda bulunan avukatın şüphelinin savunma hakkını engelleyebileceği, mahkemede yeterince güven oluşturmadığı, terör örgütüne sempati duyan, hatta destek veren avukatların da olduğunun bölgenin gerçeği olduğu ve bu nedenle örgüte sempati duyan bir avukatın şüphelinin gerçeği anlatmasını ve savunma yapmasının önüne geçebileceği değerlendirilmektedir. ... huzurda bulunan avukat R.G. mahkememizde şüphelinin hakkını savunmak güveni oluşturmamıştır, şüphelinin hakkının mahkememizce teminat altına alınması gerekmektedir. Bu nedenle bu müdafi ile sorguya çıkılması mahkememizce uygun görülmemiştir.
Sulh Ceza Hakimi bu gerekçelerden sonra duruşmaya ara vermiş ve yeni bir avukat talebinde bulunmuştur. Avukat R.D. konuyu Mardin Baro Başkanına bildirmiş. Yapılan girişimler sonucunda avukat R.D. ile sorgu devam edilmiştir.
Bu olayı duyunca 2010 senesinde vizyona giren ?My Name Is Khan? isimli Hiint filmi aklıma geldi. Amerika´da 11 Eylül saldırılarından sonra Amerika´da yaşayan müslümanlara karşı baskı oluşmuştu. Filmin kahramanlarından Mandira´nın oğlu faşist kesimler tarafından dövülerek öldürülür. Öldürülme sebebi annesi evlendikten sonra Khan (Müslüman soyadı) soyadını almış olmalarıdır. Bunun üzerine Mandira, eşi Rizvan Khan´ı terk eder ve ona gitmesini söyler. Rizvan Khan eşi Mandira´ya ne zaman geri gelebileceğini sorunca, Mandira ona Amerika Birleşik Devletleri başkanına gidip, adının Khan olduğunu ama bir terörist olmadığını açıklamasını ve ondan sonra geri gelmesini söyler. Rizvan Khan hastalığı dolayısıyla bunu ciddiye alır ve yolculuğuna başlar. Başkan ile buluşmadan geri dönmeyecektir ve ona diyecektir ki: "Sayın Başkan, benim adım Khan ve ben bir terörist değilim." Filmi izlemeyenlere özellikte tavsiye ederim.
?Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan zordur?? (Albert Einstein)
Önyargı ile hareket eden Dargeçit Sulh Ceza Hakiminin tavrına anlam vermek mümkün değildir. Hakimin, daha önce hiç tanımadığı ve görmediği bir avukatı ilk bakışta terör örgütü sempatizanı ilan edip ardından mahkememizde güven oluşturmamıştır beyanı, görevini yapmış olduğu mesleğin kutsallığı ile hiçbir şekilde örtüşmemektedir. Bir toplumda adaleti tesis edecek olan hakim ve savcıların terazilerinden şüphe edilmeye başlandığı anda toplumun adalet duyguları ciddi bir şekilde sarsılacaktır. Adalet ne sadece kollukla ne sadece hakim ve savcılarla ne de sadece avukatlarla sağlanır. Adalet bunların tamamı ile yani kolluğun da hakim ve savcının da ve avukatın da bütün düşünce ve önyargılarından arınması ile sağlanır. Mardin Adliyesinde online sistemi ile sorguya giren avukatı yakinen tanımaktayım. Mardin Barosunun en kibar ve beyefendi avukatlarından bir tanesidir. Avukat R.D hiçbir terör örgütüne üye olmadığı gibi hiçbir terör örgütüne veya illegal oluşuma sempati de duymamaktadır. Avukat R.D. kendi mesleğini layıkıyla yapmaya çalışan adalete, hukuka, kanunlara bağlı bir meslektaşımızdır. Meslektaşımın bu şekilde hukuk dışı bir tutum ve davranış içinde kalması beni ayrıca üzmüştür.
Bölgemizde çatışmalı bir ortamın olduğu bir gerçektir. Terörle mücadelenin hiçbir zaman hukuki ve kanuni sınırlarının aşılmaması gerekir. Hukukun ve kanunun sınırları dışına çıkıldığı vakit toplumda kırılmalar başlayacaktır. Her Kürdü veya her Mardinliyi terörist ilan eden bir zihniyet bırakın terörle mücadeleye fayda sağlamayı aksine büyük bir zarar vermektedir. Rizvan Khan Müslüman´dı ama terörist değildi. Ama her Müslüman´ı terörist zanneden zihniyet Rizvan´ın oğlunu zalimce öldürdü. Rizvan´ın oğlunu öldüren zihniyet ile meslektaşımızı adeta terörist ilan eden zihniyet arasında pek fark görmüyorum. Rizvan Khan daha küçükken annesinin kendisine söylediği ? bir şeyi unutma, Rizvan. Dünyada sadece iki tür insan vardır; iyilik yapan iyi insanlar ve kötülük yapan kötü insanlar? insanlar arasındaki tek fark budur?. sözünü hep aklında tuttu ve yaşam felsefesini ona göre belirledi. İnsanın dili, dini, ırkı, mezhebi ve dünya görüşü ne olursa olsun kişiyi insanlığı ile ele almak gerekir. Hele ki bir hukukçu bunun bilincinde olması gereken en öncelikli kişidir.
Son olarak;
Sayın Hakim, Ben Avukatım, Ben Mardinliyim, ben Kürdüm, ben terörist değilim.
