USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bir Ömrü Ramazanca Yaşamak

20-04-2021

 

Ey ömrümüzden kadim, ibadeti kaim kılan Ramazan!

Ne olur geldiğin gibi gitme…

Bakma, nasıl geçtiğini anlamadığımıza zamanın;

Gözümüz gelişini beklemekteydi ne zamandır…

Güzellikler getireceğine inancımızla;

Manevi atmosferi içimize çekmeye niyet ettik evvela.

İftar sofralarına ruhumuzu doyurmak için oturacağız.

Biliriz, bilmeliyiz; açlığımız yiyeceğe değil, suya değil susuzluğumuz…

Elimiz dalmıyor yemeğe, gözlerimiz dalıyor;

Boğazından bir lokma geçmeyen kardeşlerimiz var mı diye?

Doyuyor ruhumuz bir yetimin tebessümü ile…

 

Arındırmadan gitme bizi,

Fazla olan ne varsa dünyaya dair, tebdil eyle ahirete amil olanla…

Yüklerimiz varsa şayet, mizanda cennete götürecek yükler olsun.

Harf harf, cüz cüz Kur’an nuruyla aşka doysun kalplerimiz,

Gözlerimize fer olsun, merhamet gözbebeklerimizden okunsun hece hece…

Her an yeniden inzal oluyor gibi ayetler dokunsun günlerimize.

Bu ramazan bambaşka bir şevkle, itaat duasındayız en Yüce’nin emir buyurduklarına; “Lebbeyk” diyerek!

Mekke’de başlayıp, Medine’ye uzanan, asırlar aşan, alemler dolaşan o kutlu davetin yolcuları olarak…

  Hoş geldin, hoş bulunmayı ümit ederek…

 Koskoca dünya ‘ah u vah’ ile inliyor, sağlığımızla sınandığımız bugünlerde. Hüzünleniyor kalplerimiz;  kıymetini hakkıyla bilemediğimiz geçmiş ramazanlara bakıp da… Göz pınarlarımızdan inci taneleri gibi inen yağmurlarda ıslanıyoruz; yaşadığımız bu imtihan sürecinde paylar çıkararak  kendimize. Bir sızı var yüreklerde bu gelişinin farklılığıyla…

 Muhasebesini yapıp soruyorum öncelikle kendi nefsime; Rabbimle arama nelerin girdiğini.  Hesabın sonunda O’nun  rahmetine sığınarak tövbeler dökülüveriyor dilimden, gönlümü din’lendirerek… Nereden başlayacağımızı bilememenin mahcubiyetiyle; ramazanı fırsat bilerek, yine yeniden Hakk’ın huzuruna çıkmalıyız belki de; affedilmeyi bekleyen hatalarımızı itirafla.

 Ramazanla ilgili birçok şey hazır, fakat biz hazır mıyız?  Bu ay’a  sığdırabileceğimiz kaç salih amel döküldü yola?  Hayatımızda Allah’ın rızasına varabilmek ümidiyle kaç ileri veya geri adımlar atabileceğiz; nefsimize ağır gelse de… Dünyanın geçiciliğinin farkındalığıyla kaç hayal uçup gidebilecek bizden önce cennete?

 “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, apaçık bir öğreti ve yasa kitabı olan Kur’an’ın indirildiği aydır. Kim o aya ulaşırsa oruç tutsun. Hasta ve yolcu olanlarınız, tutamadığı günlerin sayısınca  diğer günlerde oruç tutar. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Böylece (oruç günlerinin) sayısını tamamlar, sizi doğruya ulaştıran Allah’ı yüceltip şükredersiniz.” (Bakara/185)

 Ramazan Şerif ihya olunmayı beklerken, biz de inşa olmayı umarak Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav); “Size bereket ayı olan ramazan geldi. Bu ayda Allah sizi kuşatıp rahmetini indirir. Günahları bağışlayıp duaları kabul eder. Allah bu ayda sizin hayır hususundaki yarışmanıza bakar... Allah’a hayırlı ameller takdim ediniz”  ve  “Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” müjdesine nail olabilmeyi diliyoruz.

 Ebu Talha’nın (ra) Hakk’ın rızasını bir tas çorbayla kazandığını unutmamalıyız. Sahurlarımız, geceleri de kıyamda olmamız gerektiğini ve dünyaya kanmamayı, gayemizden şaşmayarak yürümeyi öğretebilmeli. Pandemi nedeniyle toplu iftarlar yapamayacak olsak da, bu durum  ihtiyaç sahibi kardeşlerimize yardıma engel olmamalı, bilakis sosyal mesafe gözetilerek her türlü ihtiyaçlarında yanlarında olduğumuzu hissettirebilmeliyiz.

 Kimseyi ötekileştirmeden, kötülemeden Ramazan’ı anlamak ve hayatımızı anlamlandırmak için büyük bir fırsat var önümüzde. Gereksiz tartışmaları bir kenara bırakıp, tartılmayı bekleyen azıklar koyabilelim heybemize.

 Lokman Hekim’in; “Allah’ın rahmetinden ümidi kesmeyip, her şeyin hayırlısı olan orta yolu tercih et” öğüdüyle yenilenelim bu Ramazan… Gökyüzünün öğrencisi olarak avuçlarımızdaki duaları göklere, alnımızı secdeye ve gönlümüzü de cennete açarak… Telafisi olmayan mazeretlerin, bahanelerin, gerekçelerin, tembelliğin, başıboş vakitlerin ve hezimete uğratan adımların uzağında, elimizin yetiştiği hayırlı işlere yakın durarak, rahmet Peygamber’inden (sav) öğrendiklerimize sadakatle, nice aydınlık düşlerimiz olsun. Gelin bu Ramazan da orucu dilimize, gözümüze, kulağımıza, elimize ve ayağımıza da tutturabilelim. İlahi bir lütufla biz onu değil, o bizi tutsun; arındırsın ki, insanlığın hasretle beklediği şifayı dileyebilelim Rabbimiz’den. Giderken nebevi müjdelerle, bire bin verilen ve ucu Reyyan cennetlerine varan sevinçler sarsın içimizi; sadece bu ay’ı değil, ömrümüzü Ramazanca yaşamak niyetiyle…