USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BIR ULU ÇINAR MEHMET NEZİR UCA

23-08-2022

Çınarlar çok güçlü görkemli yapıları, geniş yapraklarıyla özellikle oluşturdukları gölgeleriyle  kutsal ağaçlardır.  Osmanlı döneminde çınarlar, cami avlularına meydanlara gölgeleriyle insanları kucaklamaları için dikildiği görülmüştür. Beş yüz yıl ömürlü ağaçlardır.

Bazı insanların Ulu Çınar ağaçlarına benzetilmesi tesadüf değil.  Özellikle yaptıkları mücadele ile tarihe geçen, arkasında iz bırakan ünlü yazarlar, şairler, bilim insanları, bilge kişiler, başarılı kişiler hayatın ulu çınarlarıdır. Onlar iz bırakırlar sadece, yaptıkları ile övünmezler, efsane çınarlardır herkes tarafından bilinmezler.

 Mardin'de doğmuş kendi çabalarıyla zirveye ulaşmak için çok mücadele etmiş kişilerden birinden bahsediyorum bugün, Mehmet Nezir Uca.

Kendisini hiç görmedim, tesadüfen okuduğum bir şiirinden sonra kendisinin yazılarıma yorumlar yazan kişilerden biri olduğunu farkettim. Şiir çok etkileyiciydi ne yazık ki İngilizce olduğu için herhangi bir sayfada paylaşamazdım. Yorumlar üzerinden kendisiyle tanışınca şiir için çeviri iznini aldım ve mahallenin namusu adlı yazımla o şiiri, köşe yazarı olduğum iki gazetede paylaştım.

 Daha sonra bir Mardin sayfasında anılarına ulaştım Mehmet Bey’in. Anılar otuz bölüm tefrika halinde yayınlanmış Mardin Tarih Müzik ve Kültür sayfasında. Birinci sürpriz  Mehmet Nezir Uca ile aynı yaştayız, ikinci sürpriz meslektaşız, üçüncü sürpriz aynı konular üzerinde çalışmış olmamız. En inanılmaz olanı da hem Mardin'de hem de dünyanın bir ucunda Amerika'nın ünlü Cornell üniversitesinde aynı anda bulunmamız. Hollanda'da bulunmamız ve yollarımız hiç bir şekilde kesişmemiş olması. Anılarını ve şiirlerini okudukça Mardin'i kim bu kadar güzel anlatabilir ki diye düşünüyorum. Mardin ne derin izler bırakmış bir çocuğun gönlünde. 50 yılın üzerinde bir zaman geçmesine rağmen hiçbir şeyi unutmaması ne kadar ilginç.

Anılarda Mardin çarşısını okuyorum, hayatı küçük yaşlarda o çarşıda öğrenmiş olduğunu görüyorum. O yıllarda başlamış mücadelesi. Sokıl Dillelin'de öğrenmiş hayatının ilkelerini. Yaşıtları gibi onun da dükkanda babasına yardım ettiği zamanlar. Kimin dükkanı nerede, kim ne satardı, hangi oyunları oynarlardı arkadaşları ile halâ hepsi aklında ondört yaşında ayrıldığı, gönlünün takılı kaldığı Mardin'den.

 Mehmet Nezir Uca, on dört yaşındayken aile olarak Antep’e taşınırlar. Antep'in onun hayatında önemli bir yerinin olması ilk aşkını orada tanıyıp, en güzel şiirlerini orada yazmasından. Mehmet'in mesleğini de Antep şehri belirlemiştir. Öğretmen okulu'ndan mezun olduktan sonra köy öğretmenliğine başlar. Bir yandan öğretmenlik yapmaya devam eder bir yandan üniversite sınavlarına hazırlanır. ODTÜ'ye girmeye hak kazanır. Ne yazık ki Türkiye'nin çalkantılı yıllarına rastlar üniversite hayatı. Üniversiteler eğitime ara verince tekrar öğretmenliğe döner, tekrar üniversiteye döner derken ilk uluslararası başarısını elde eder. Devlet bursu ile Amerika'da Cornell Üniversitesi'nde okumaya hak kazanır, İktisat doktorasını burada tamamladıktan sonra dönemler halinde Boğaziçi Üniversitesi'nde ve Lafayatte College’da öğretim üyesi olarak çalışır. Daha sonra Hollanda'da, Arap ülkelerinde çalışma yılları birbirini kovalar.

 Bir gün gelir hayatının en zor kararını almak, büyük atılımını yapmak zorunda kalır. Zorunlu bir tercih olarak kurduğu bir şirket onu başarıdan başarıya sürükleyecektir. Eşinin desteğiyle büyük başarıya ulaşırlar.

Mehmet Nezir Uca halâ Newyork'da  Dynasty Gold and Silver adlı şirketin kurucusu, ve sahibidir. Mardin Telkâri gümüş sanatından yola çıkarak oluşturduğu Ottoman Silver adlı koleksiyonla dünyada konusundaki en başarılı kişilerden birisi olmuştur. Eşi Bilge Uca ile birlikte mücadeleleri devam ediyor. Arkalarında bırakacakları en kutsal iz üniversitede öğretim üyesi olan kızları Eda Ruhiye Uca ve Didem Uca, onların yaşama sevinci olmaya devam ediyor.

Mardinliler olarak bu başarılı aileyi ve Mehmet  Nezir Uca'yı alkışlıyoruz.