USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Çocuklara Kıymayın Efendiler!

05-04-2017

         Halepçe´de elma kokulu ölüm bombalarının çağrıştırdığı caniliğin izlerini hafızalarımızda taşırken, Suriye´nin Idlib´inden yükselen feryat, inancı, vicdanı, evladı, namusu, şerefi olan her insanın yüreğini dağladı.

         Bir avuç petrol için

         Ürettikleri silahları, çocukların, yaşlıların, kadınların yaşam alanlarını,  deneme alanı  seçen ülkelerin acımasızlığı ve demokrasi havariliği yapanların ahlaki sınırları aşan suskunlukları karşısında ne yapılabilirliği düşünürken daralmamak mümkün mü?

        Yerde keklik palazı gibi yatan yarı  çıplak çocukların fotoğraflarına bakarken, bir baba olarak en hafif empati ile yüreğimin dağlandığını hissettim.

         İnanıyorum ki, o görüntüler; insanım diyen herkesin canını acıttı.

         Ve bu yürek acısı içinde kafamda şekillenen soruların cevabını bulmada zorlanıyorum.

         Ortadoğu coğrafyasında kan ve ölüm kader midir?

         Gözyaşı, yürek acısı, evlat acısı kaderi midir bu coğrafyada yaşayan insanların

         Çatışmalar, biyolojik silahlar, ölümler alın yazısı mıdır insanların bu coğrafyada.

         Gençler ölsün, analar yüreği dağlansın diye mi doğurur çocukları..

         Çocukluklarını yaşamadan bombaların zehirlediği minik  bedenlerin çocuksu yatışı..!

         Ölürken bile şekilsiz, çocukça öldüler, sere serpe, haylaz ve afacan?

         Henüz yaprak açmış fidan gibi, tomurcuk gül gibi, çiçek gibi sıra sıra dizilmiş minik bedenler.

         Mendil oyunu değil bu dizilişler?

         Birinin kolu, öbürünün omuzunda, birinin ayağı öbürünün göğsünde, öyle kalakaldılar, nefessiz.

         Halepçe´de ölümün adı dede-torundu

         Sarmaş dolaştı dedelerin torunlarını kucaklayışı..

         Bir duvar dibinde ölümün sessizliğine yenik düşmüştü çoğu..

         Ve Suriye´de yenilendi aynı manzaralar!

         Yine ölüm kusmuştu gök yüzü..

         Yine çocuk cesetleri püskürtmüştü yer..

         Suriye´de elma kokulu değildi bombalar..

         Enkaz altında babalar, yaşlılar

         Sokakta, çocukları oyunda yakaladı ölüm.

         Babalar enkaz altında, çocuklar sokakta can verdi.

         Çocuklara kıydı acımasız lanet olası medeniyetin en çirkin salyası. Nefessiz bıraktı onca çocuğu.

         Dünya sessiz, insanlar suskun, çocuklar ölüyor.

         Çocuklara kıydılar efendiler(!)?

         

       Not: 

        Yazar arkadaşım Gülüş, bir süre önce gazetede yayımlanan Şiir´inde bu manzarayı görmüş gibiydi. Sanki.

     Bir ağaç arkasına sığındı bakışları donuk
    Kırmızı rengi kanda öğrendi çocuk.

    Korkudan çatladı serçe yüreği
    Hayat neydi ölüm ne? çözemezdi çocuk.

    Daha dün elinde oyuncaktı
    tabanca, tank, asker, uçak.

    Oyunlarını kim bozdu çocukları ağlatarak?
    Patladı balonları salıncakları koptu.