USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

YARA-TICILIK

08-10-2019
yara

önce ten,

tende kan,

sonra yara

ve yarada kabuk

hiçbir şey olmamış gibi

iyileşmiş ten,

sen daha yaradasın çocuk

ne zaman kabuk tutarsın

ne zaman görürsün

durmak bilmez yüreğinin

onarılmış tenini.

 

          Binlerce direkli dünyanın bilmem neresinden şifa bulsak da gelsek yaralarımıza. Kabuklanıp dökülseler  artık. Bir çocuk coşkusuyla çarpan yüreklerimizin tenini yine, yeniden sağlam görebilsek.

          Herkesin yarası farklıdır ve her yara farklı iyileşir. Kimi insanın yarası der ki "Tuzlu sularında yıka beni dünyanın, okyanusların tuzuyla kavur da kurulup döküleyim."  Kimisi tohum gibi serpilmek ister toprağa. İster ki toprakta bir bitki olup büyüsün, şifası  da yine kendi kökünde olsun. Şefkatli bir ananın ellerine at beni, der kimi de. Sarsın, sarmalasın, öpsün, okşasın. Bir ana kucağıdır ancak insanı iyi eden. Bazı yaralar da bir bebek teninin masum kokusunda savrulmak ister."Beni ancak masumiyet iyi eder." der. Bunların çiçek olup açmak isteyeni, kuş olup uçmak isteyeni de vardır. Bir bardak demli çayın, orta şekerli bir fincan kahvenin buharına; muhabbet karıştırarak iyileşmek isteyeni de... İnsanoğlu yarasının çeşidine göre bir iyileşme yolu bulmuştur kendine.

         Ancak bazı yaralar vardır ki; onlar hiçbir şekilde kabuk tutamazlar; inançları da yoktur iyileşeceklerine, kuruyup dökülerek kendilerinden sonra tenin yine/yeniden sağlıkla görüneceğine.  Her yaraya bir şifa bulunur da bu yaraların şifası yoktur. İyileşmeye inançları olmadığından değil gerçekten şifaları yoktur. Dünyanın hiçbir rengi oyalamaz onları. Hiçbir meşguliyet ilgilerini çekmez. Dostluk, arkadaşlık desek onda da pek başarılı değillerdir o yüzden öyle çaya, kahveye karıştıracak muhabbetleri yoktur. İçtiklerine de yalnızlık karışır olsa olsa... Bu yaralar hiç mi tedavi olmazlar? Belki biraz sanat, edebiyat avutur. İyileştirmez avutur, hepsi bu!

          Ben buna "yaratıcılık yarası" derim. Yaratıcılık kelimesinin kökünü "yara" kelimesine dayandırmam işte bundandır. Bu yaranın iyileşmemesi, bakısındaki karı hiçbir zaman yitirmeyecek bir dağ gibi durmasına benzer. Evet, çok acı verir. Dert söyletir, dedikleri böyle bir şey. İnsana okutan, yazdıran, çizdiren de bu acıdır çünkü  yara, yaratıcılığı; yaratıcılık da sanatı besler.