USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ANLAMAK YA DA ANLAYABİLMEK

08-01-2023

Başkaları hakkında ne kolay hüküm veriyoruz. İnsanları; tanımaya, anlamaya çalışmak zor geliyor olmalı. Bir Kızılderili atasözüydü sanırım, “Bir insanı yargılamadan önce gökte üç ay eskiyinceye dek onun makosenleriyle (ayakkabısıyla) yürü...” diyen. Kaçımızda var ki bu hoşgörü, bu anlayış ve bu sabır? Bir insan kolay yetişmiyor. Kişilik kendiliğinden var olmuyor. Zaman, şartlar, ekonomik koşullar, eğitim, aile... Biliyorum, tüm bunları sizin de bildiğinizi. Ama asıl bilmek göstermekle olmaz mı?

Belki yazdıklarımı katı bulacaksınız. Olabilir. Gözlem, diyeyim ben yine de. Öncelikle gerçek bir acı yaşamayanların, başkalarının yaşadığı üzüntülerle ilgili bilmiş hükümler verdiklerine tanık olduğumda gülmek geliyor içimden. Kimsenin büyük acılarla karşılaşmasını istemem o ayrı bir konu. Sadece anlamak ya da anlayabilmek üzerine yazmak istiyorum. Yine de gerçek bir acıyla karşılaşırsanız o anı iyi bilirsiniz. Bütün dert sandıklarınız ve gözünüzde büyüttüğünüz ne varsa ufalanır gider bir anda. O zaman başkalarının üzüntülerine daha sahici yaklaşırsınız.

Korkuyu Beklerken adlı öyküsünde "Beni anlamıyorlardı. Zararı yok, zaten beni daha kimler anlamadı." diyor Oğuz Atay. Zararı var canım kardeşlerim. Anlaşılmak istemese anlatmaz ki insan. Gözümüzü kendi içimizden çıkarıp etrafımıza bakmamız, başkalarını görmemiz ve anlamaya çalışmamız insan olduğumuzu gösterir. Bunca sanat eseri insanın sadece yaratma isteğinden doğmamıştır ki. Anlatma, anlaşılma ve kendi gibisine ulaşma arzusu da etkili olmuştur.

Birbirimize karşı ön yargılarımızı yıksak... Her türlü olumsuz fikirden arınarak baksak karşımızdakine. Sadece onu saf insan yanıyla görmek için. Etiketlemeye değil de anlamaya çalışarak... Yine Atay, yukarıda sözünü ettiğim öyküsünde  "... çünkü sevmek yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildi..." diyor. Evet, sevmek kolay değil belki ama sevgisizlik daha zor değil mi?  Görüp göreceğimiz kaç günümüz var? Onu da sevgisiz geçirmek... Anlatamadan ve de anlayamadan...

Duygudaşlık kurmak, sevginin anahtarı. "Sevmeyenler dünyamızda yaşamıyor." diyor Arif  Damar bir şiirinde. Öyle geçip gitmeyelim bu yeryüzünden. Madem geldik ve yaşıyoruz hakkını verelim hayatın. Bırakalım şu birbirimizi kalıplara sokmayı da koşulsuz kabul edelim. "Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey." dediği gibi Sait Faik'in hadi başlatalım o her şeyi. Güzel olsun her şey!