USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Arayış

24-05-2022

Bazıları gurbete çıkar, bazıları gurbette doğar. Gurbete çıkanın bir gün dönme şansı vardır da doğduğu yere yabancı olanın ne kalacak ne gidecek yeri vardır. Gittiği yere de en az doğduğu yere duyduğu yabancılığı duyuyordur çünkü içindedir bu his. Hatta tüm dünyaya karşı böyle hissediyor olabilir.

Doğuştan gurbet bu dünya bize. En yakınlarımız odun odun beslemiş cehennem ateşimizi. Kalırken de giderken de mutsuz oluşumuz bundan.

Bazen hani sebepsiz sandığın bir hüzün bulutu kaplar ya göğsünü, göz pınarların kaşınır, burun kemiğin sızlar. İşte sebepsiz değildir o. Sevgisizliktir asıl adı. Ait olamamadır. Koca dünyanın üzerinde toprağın bir karışını bulursun da seni anlayan bir yürek, bir zihin bulamazsın. Buldukların kaybettiklerine dönüşür; kayıpların da yenisini de kaybedeceğinin garantisi gibidir.

Bir memleket  ya da bir başka insanı değil kendimizi aramalıyız belki de. Evet, bu arayış ölüme değin uzanacaktır. Yani hep içimize yerleşmeye çalışacağız, içimizi dışa gösteren kapımız, gözlerimiz, kapanana kadar. Kendimize yaklaşırken her şeyden ve herkesten uzaklaşarak... Kendini aramanın sonu yok kendine ulaşmanın yolunu bulamadıkça. Hele de kulaklarını dış seslere çok kaptırmışsan içinde engel sandığın olumsuz pek çok düşünce birikmiştir: güvensizlik, ön yargı, yetersizlik...

Ama en azından samimiyiz biz, umutsuzluk konusunda ne kadar eleştirilsek de üzgünken mutluymuş gibi yapmıyoruz. Dünyanın farkına vardığımızdan beri ondan umudu kestik, yola çıkmış kendimizi arıyoruz. Kolay değil bu sancı. Hiçbir şeyi dert etmeyen, birbiriyle mutluluk yarışına giren, kim daha mutlu paylaşımlarını sosyal medyada inci dişleri eşliğinde sunan, memleketinin haline uzak insanlar nereden anlasın bizi?

Dedim ya doğduğumuz yer gurbet, yaşadığımız yer gurbet. Hele de onlar  varken... Yabancıyız onlara, iştahla kuruldukları sofralara, kendilerini seyretmeye doyamadıkları altın kaplamalı aynalara, bir de onları "onlar yapanlar var" her şey tamamen yolundaymış gibi bir algı içinde yaşayıp gidenler... Anlayamıyorum. Onlar da bizi anlayamaz. Anlayamazlar  ne kadar da mutsuzuz ve mutsuzluğumuzu nasıl da varlıklarına borçluyuz. Şimdi izin versinler de mutsuz mutsuz kendimizi arayalım ne de olsa bir o kaldı elimizde en azından ŞİMDİLİK!