USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bakan Soylu Mardin'e Talimat için mi geldi?

05-07-2020
Mardin’de 1984 yılından bu yana çok sayıda vali ile çalıştım. Sevilen ya da sevilmeyen valiler geldi gitti.

Bir süre önce Merkeze alınan Vali Mustafa Yaman’ın gidişi kadar yankı yapan, konuşulan, yorumlanan ve belki de spekülasyonlara neden olan bir vali gidişine tanık olmadım.

Vali Mustafa Yaman, dönem gereği; İktidar Partisinin Valisi gibi çalıştı, tavır aldı. Bu da şahsına münhasır bir tutum. Tunceli Valisi iken, elektriği olmayan köylere buzdolabı, çamaşır makinesi dağıtmakla gündeme gelmiş, Balıkesir Valiliği döneminde Ak Partili Belediye Başkanı ile karşı karşıya gelmişti. Olayların detayına inmeyeceğim merak edenler araştırır bakar.

Vali Yaman’ın aile yapısı, hukuk fakültesindeki duruşu, eşinin türbanlı diye hukuk fakültesine alınmayışı ve sonrasında inandığı konular üzerinde ödediği bedeller de olmuştur.

Vali Yaman, İl Valisi olarak verdiği hizmetleri, görmezlikten gelmek haksızlık olur. Sosyal hayata dokunuşları, vatandaşa karşı duyarlılığı fevkalade anlamlıydı. Büyükşehir Belediye Başkan Vekili olarak ise işi bilmeyen, güçsüz, acemi bir kadro ve “ben bilirim” anlayışı, işin arka detayında belki de siyasi baskı, yapılan yanlışlıkları ve sıkıntıları beraberinde getirdi.

Vali Yaman’ın Mardin’den gidişi yerel siyasi aktörler arasında ve Ak Parti içindeki hizipleşme ortamında, iktidar değişikliği görüntüsünü verdi. Parti içerisindeki güç ya da rant sağlama kavgasının bu görüntüyü yarattığını düşünüyorum.

Ne dersiniz?

Valiler Kararnamesi öncesinde, Büyükşehir Belediyesine gelen müfettişler, Yaman ve ekibini rahatsız etmiş, ilde ve bölgede müfettişlerin denetimi ile ilgili henüz kesinlik kazanmayan; ihalelerde yolsuzluk, evraklar üzerinde tahrifat, yapılmayan yolların yapılmış gösterilmesi, dosyaların ve kamere kayıtlarının ortadan kaldırıldığı, belediyenin kanun ve yönetmeliklerin öngördüğü şekilde yönetilmediği iddiaları yayılmaya başladı.

Ve ardından, Vali Yaman merkeze alındı.

Vali’nin merkeze alınma şekli ile ilgili de ilginç teoriler ortalıkta dolaşıyor. İçişleri Bakanı’na yakın bir müteahhide ters düştüğü, köşke yakın bir müteahhidin ve yerel siyasetçilerin şikayetlerinin de etkili olduğu ortalıkta dolaşan söylentiler arasında.

Müfettişlerin cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunduğu ve dosyaların incelenmesi için 2 Cumhuriyet Savcı’sının görevlendirildiği dillendiriliyor.

İşin ehli olmayan, tanıdık ve yakınların belediyenin önemli noktalara yerleştirilmesi, dışarıdan getiren bilgisiz, kibirli ve rant peşinde koşan bir ekibin zarardan başka bir yararının olmayacağı çok geç anlaşıldı.

Koordinatör, İl Milli Eğitim Eski Müdürü Yakup Sarı ve Zeyni Teker belki de iki kayyım döneminin en büyük yanlışlarıydı. İkisi de görevlerini iyi kullanmadıkları icraatlarından belli oldu.

İkinci Kayyım döneminde, Kent A.Ş’nin perde arkası patronu Yunus Emre. Yunus Emre uzman çavuş iken, Büyükşehir Belediyesine memur olarak geçiş yapıyor. HDP döneminde Artuklu İlçe Belediyesine zabıta memuru olarak atanıyor. İkinci Kayyım döneminde ise Kent A.Ş.nin en yetkili kişisi oluyor. Bütün daire başkanlarına, genel sekretere talimat veriyor, ödemeler konusunda da talimatlarla belli amaçlar doğrultusunda etkili olduğu basına yansımış. Son olarak Yeşilli Belediyesinde Zabıta memuru iken açığa alındığı konuşuluyor. Yunus Emre Belediye’de hangi taşı kaldırsanız altında çıkan “Beytülmalci” lakaplı isim.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Mardin’e gelişinin en önemli nedenlerinden birinin, belediyedeki müfettiş denetimleri ile ilgili olduğu iddia ediliyor. Bu pek mantıklı olmamakla birlikte, İçişleri Bakanı Soylu’nun dosyaları kapatma talimatı vermesi mümkün olabilir mi?

Ben inanmıyorum! Soylu’nun dosyaları kapatma niyeti olsa, mahiyetinde görev yapan müfettişleri buraya gönderirken talimat verir, ya da bir bakan yardımcısını gönderir ilgili makamlara ve kişilere talimatını iletirdi.

Büyükşehirdeki teftiş bitse de herkes rahat bir nefes alsa.

Yanlış yapan hesabını ödemeli, haksızlık ve yolsuzluk yapan elbette kanun önünde hesap vermelidir.

Bilgi kirliliği ve çok bilmişlik çağımızın hastalığıdır...

Reklamı Geç