USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BASIN BAYRAMI!

24-07-2015

            Osmanlı İmparatorluğu 1876  yılı 10 Mayısında yeni bir uygulamayı hayat geçirir. Bu uygulamaya göre gazeteler memurların haber denetimlerinden sonra  baskıya girerdi.

         Bu uygulama, 24 Temmuz 1908 tarihinde, İkinci Meşrutiyet´in yürürlüğe girmesi ile sona ermiş, 24 Temmuz günü, 1946 yılında kurulan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından sansürün kaldırılması olarak nitelendirilmiş ve Basın Bayramı ve Gazeteciler Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır.

         Osmanlı İmparatorluğu özentisi içerisinde olanlar, son yıllarda yazılı ve görsel medya üzerindeki çok yönlü siyasi baskılar, basında dolaylı, gizli  ve yeri geldiğinde aleni sansür uygulamasının öncülüğü ve tatbikçisi olmayı bir milli görev bilmişlerdir.

          Bu şartlarda,  gerçek demokrasinin temel kriterlerinden biri ve en önemlisi  olan basın özgürlüğünün varlığından söz edebilmek mümkün değildir.

          Demokrasinin varlığını da görmede zorlanıyorum.

         Ülkemde, barış ve kardeşlik düşünceleri hazmedilmeyen gençler öldürüldüğü sürece,

         Ağaçları kesmeyin diyen gençlerimizi tomalarla ,panzerlerle  dağıtıp terörist ilan ettiğimiz sürece,

         Çocuklarımız, çocuklarımıza karşı, etnik köken, din, dil vurguları ile tahrik edildiği sürece,

         Ülkemin uçakları, tankları, ülkemin dağlarını bombaladığı, kardeşlerimizin kardeşlerimizi  birilerinin, oyun, siyasi çıkar ve menfaatleri için öldürdüğü sürece,

        Müslümanların, Müslümanları Allahuekber  nidaları eşliğine kestikleri sürece,

        Ülkemin milli duygularının köreltildiği,

        Ülkemin hazine arazilerinin birilerinin peşkeş çekildiği,

        Maden arama alanlarının inşaat alanına dönüştürüldüğü,

       Hırsızlığın, arsızlığın nam ve şeref sayıldığı,

      Gazetecilerin yazdıkları haberler  nedeniyle ceza evlerine konulduğu,

      Gazeteler ve gazeteciler üzerindeki baskının her gün biraz daha arttığı,

      Silahşör gazetecilerin türetildiği,

       Farklı mesleklerden çok sayıda yalakanın gazeteciliğe soyunduğu ve bu konuda ahkam kesme gibi namus ve şeref yoksunluğu gösterdiği;

    24 Temmuz´ları kendi adıma Bayram olarak görmüyor ve kutlamak istemiyorum.

     Bizi arayan, çiçek gönderen ve günümüzü kutlayan dost ve kurumlara teşekkür ediyorum.

    Kuşak olarak, bu olumsuzlukları gidermediğimiz için,

    Yeni kuşak gazeteci dostlarımıza daha güzel bir basın dünyası bırakmadığımız için,

   Özgür bir basın, demokrasisi tavan yapmış bir ülke inşası yolundaki mücadelede yetersiz kaldığımız için ,

    Gençlerimizden, gazeteci  kardeşlerimizden ve ülkemin yeni nesil insanından kendi ölçeklerimde özür diliyorum.

    Bu günü basın bayramı ya da gazeteciler günü olarak gören ve kabul eden, arkadaşlarımın, gününü veya bayramını kutluyorum.

    Özgür bir basın, tavan yapmış bir demokrasi ve yaşanılır bir Türkiye hayal ediyorum.

   Ömrümüz buna yeter mi bilmem?