USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Cemaat,Tarikat-Siyaset

07-08-2016

      Şu anda ülkenin içinde bulunduğu durumu düşündürücü, biraz da  ürkütücü görenlerin sayısı küçümsenmeyecek boyutta.

       Ülke olarak büyük bir badireyi atlatmanın gururunu yaşıyoruz.

        Çünkü ne şapkasını alıp giden lider,

        Ne sıkıyönetim komutanıyım diyenlere, makamlarını teslim eden yöneticiler;

        Ne de sokağa çıkmayın diyenlere uyan kuzu halk var.

         Demokrasi için canlarını feda etme kararlığında olanların sayısı hayli fazla.

        Türkiye´de darbelerin kolay yapılamayacağını, batının darbe senaryolarının hüsranla biteceğini en yalın hali ile halk göstermiştir.

          Darbe girişimini televizyonlarda izledikçe, ilk başlarda oyun sandığımız girişimin ne kadar ciddi ve büyük olduğunu daha net gördük.

          Çok şükürler olsun ki, darbe girişimini düşünülenden çok az zayiatla atlattık. Bu vatan için, bu bayrak için, bu topraklar için, Türkiye Cumhuriyeti ve halkı için canlarını feda eden şehitleri rahmetle anıyorum

           Bundan sonra izlenmesi gereken yol ne olmalı?

           Cumhuriyet revize edilmeli mi?

           Ya da yeni bir Cumhuriyet mi tartışılmalı?

            Darbelere kapalı, sağlam, demokrasi ve özgürlüklerin tarif edildiği bir yönetim sisteminin hayata geçirilmesi gündeme gelebilir mi?

           Cemaat, cemiyet, tarikat sınırlarının net bir şekilde belirlenmesi, manevi alan içinde, bilimsel verilerin dışına çıkmamaları, siyasetten uzak tutulmaları nasıl sağlanabilir?

            Elekten görmeyen kördür.

            FETÖ ve Cemaatinin bu kadar tehlikeli olabileceğini kim düşünebilirdi. Devletin en tepesini bile kandırmayı başarmış, ordunun yapısını bozmuş, emniyetin her kademesine sızmış, adliye, mülkiye, eğitim, sağlık kurumlarına kök salmış olarak gerçek yüzünü gösterdi. Darbe girişimi ile de kötü niyetini ortaya koydu.

     Geçmişe baktığımızda, her alanda sınav soruları çalınmış, çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği karartılmış ve yapılanlar, yapanların yanına kar kalmıştır.

     Her musibet bin nasihatten evladır.

      Devlet yönetimi ve kurumları FETÖ´ culardan elbette temizlenecek.

      Bu noktada beni kuşkulandıran ve herkesi düşündürmesi gereken yeni oluşumların, yani mevcut cemaat ve tarikatların, doğacak boşlukları doldurmalarına karşı nasıl bir duruş sergilenecek.

      Dün Bakan Bekir Bozdağ´ın açıklamalarına tanık oldum ve umutlandım.

      Hiçbir cemaat, cemiyet ve tarikatın siyasetin içine girmesine izin verilemeyeceğini açıkladı.

      Sayın Bozdağ sanki içimden geçenleri okudu.

      Cemaatler, Tarikatlar, Cemiyetler manevi değerlerimiz olabilir!

      Ama siyasi liderlerimiz asla olmamalı.

      Din´in  sıcak siyasetin içine ve kurumlara girmemesi gerektiği düşüncesini taşıyorum.

      Yaşadığımız darbe girişiminden ders almamız ve yasal uygulamalarla önlem almamız gerekir diye düşünüyorum.

      Bu gün ülkemizde cemaat ve tarikatların  siyasi alan içindeki etkinliğini görünce, tedirginliklerim yok demeye zorlanıyorum. Bu sarsıntıların, bu fikir çatışmalarının gerçek bir Cumhuriyetin temellerini sağlamlaştıracağına dair umutlarım da her zaman  yerini korumuştur.

        Ülkemizin iki temel sorunu olduğunu düşünüyorum.

        Birincisi evrensel standartlarda bir demokrasi..

        İkincisi de Evrensel bir hukuk.

      Geri kalan tüm sorunların bu iki önemli ve can alıcı sorunun çözümü ile kendiliğinden sistem içerisinde çözüm bulacağına inanıyorum.

      Gerisi boşuna harcanan zaman olur.