USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Depremin Düşündürdükleri

18-02-2023

Ülke olarak böyle bir depreme  hazır değildik.

Kötü yakalandık.

Fena çarpıldık.

Yıkımlar, can kayıplarının büyüklüğü çaresizliğimizi ortaya çıkardı.

Hatalarımızı ortaya döktü.

Bazı konularda geç kaldık.

Kaş yapalım derken göz çıkardık.

Mardin ölçeklerinde, bir-iki belediye dışında organizasyonda sıkıntılar vardı.

Merkezi hükümet yetemedi.

Bazı kararlar sıkıntı yarattı.

Onlarca merkez valisi varken, bölgedeki valileri afet bölgelerinde görevlendirildi.

Mardin Valisini Gaziantep’e görevlendirildi.

Mardin’de organizasyon dağınıklığı yaşandı.

Vatandaş odaklı yardımlar yapılırken kriz merkezinden  gerektiği gibi müdahale edilemedi.

Vali Demirtaş, iyi bildiği, valilik yaptığı ve çok sevildiği Adıyaman’a görevlendirilseydi daha sağlıklı bir görevlendirme olurdu.

Adıyaman’da koordinasyon merkezi geç oluşturuldu, bakanlar Adıyaman’a geç geldi.

Tabir yerinde ise; Bead Harap El Basra!

Adıyaman yerle bir oldu, yaralar zamanında sarılmadı.

Diyarbakır’da binlerce çadır kurulurken,  enkaz şehir haline gelen Adıyaman unutuldu.

Depremin 2. günü sonunda Adıyaman Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Zeki Dişkaya’nın  Güneydoğu Anadolu Gazeteciler Federasyonu ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyon ’u nezdinde yardım istemesi ve S.O.S vermesi sonucunda Adıyaman’ın sesi duyuruldu.

Ve 3. Günden sonra Adıyaman’a ulaşıldı.

Geç ulaşıldı.

Biz 7. Günde gittiğimizde, hala çadır yoktu, hala ısınma cihazı yoktu, hala barınma sıkıntısı vardı.

Ve hala vatandaşlar evlerinin enkazı başında, enkazın altında kalan yakınlarının çıkarılmasını bekliyordu.

Ölü şehire  dönüşmüştü Adıyaman!

Binaların çoğu yıkılmış,

Bir kısmı yana, bir kısmı öne  çökmüş, ayakta kalanlarda da derin  çatlamalar ve kırılmalar oluşmuş.

Adıyamanlıların büyük kısmı şehirlerini terk etmek zorunda kalmış

Kimi köye, kimi yakın ilçeye gitmiş.

Türkiye, ahlaki değerlerini gözden geçirmeli.

İlköğretimden başlayan eğitim sistemini sorgulamalı.

Hatalardan günlük değil, ülkeyi geleceğe taşıyacak şekilde ders alınmalı.

İmar afları, heyelan bölgeleri, bir şey olmazdan uzak tutulmalı.

Ve kime giderse gitsin, nereye varırsa varsın, depremin sorumluları sorgulanmalı.

Belediyelerin imar müdürlükleri, ve ruhsat birimleri mercek altına alınmalı.

Yıkılma nedenleri araştırılırken, bundan sonra yapılacak binalarda, aynı hataların yapılmaması için gereken tüm önlemler alınmalı ve yasal boşluklar doldurulmalıdır.

Basın Deprem’de tam anlamı ile görevini yapamadı, ya da görev yaptırılamadı.

Yanlı-yandaş, karşı basın ayrıştırması her alanda kendini göstermeye başladı.

Gazeteci, gördüğünü, doğru bildiğini yazabilmeli.

Yazamadığı zaman ülke zarar görür, insanlar zarar görür,

ATV depremde Zoka’yı yedi.

Ana Haber Bülteninde, kapılarını ücretsiz ve karşılıksız açan Kapadokya otelcilerini fırsatçı olmakla suçladı. Tepki alınca haber çekildi. Ertesi gün Nevşehir Valiliği yaptığı açıklamada haberin gerçekten uzak ve otelcilerin iyi niyetini istismar edici bulduğunu bildirince, ATV Haber sunucusu özür dilemek zorunda kaldı. Hatayı kabul edip özür dilemek de erdemliktir.

Ortak yayın ile başlatılan yardım kampanyası!

Merkez Bankası 30 milyar, Ziraat Bankası, İş Bankası gibi devlet bankalarının milyarlık bağışları.

Kimin parası kime bağışlanıyor!

Devlet zaten babadır.

Devletin evlatlarına destek verme sorumluluğu var.,

Devletin parasını kurumun bağışlaması ne kadar doğru?

Bağış yapan iş insanları, yaptıkları bağışları vergilerinden mi düşecekler, yoksa öz sermayelerinden yardım yapmış olacaklar.

Aklıma takılan deli sorular!

Türkiye’yi yasa boğan deprem!

Daha hafif atlatılabilirdi.

Ne dersiniz?