USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

DÜŞ MÜ? DÜŞÜŞ MÜ?

21-09-2020

Düşü çalınmış bir uykunun karanlıklarına alışmış gözlerimiz.

Aşkın o muhteşem ziyasını görebilme yetisini, yitirmiş olmalıyız.

Neydi bu körlük?

Paslı kirpiklerimizin birbirlerine kavuşma saatleri miydi?

Yoksa, ruhumuzun mahzenlerinin kapı kulları mı?

Yalnızlık, Tanrı'dan çaldığımız bir ateşti sırtımıza giydiğimiz.

Yaratmış olduğumuz bu tek kelimenin telaffuzu, onu yaşamak kadar zor değildi bize.

Zihnimizin dikenli dili, her bir harfi ölesiye örselerken üstelik.

Oysa;

Bir başak gibi dimdik, bir değirmen kadar sabırlıydık.

Hayatın kadere ilişik elleri katıp karıştırmıştı, hamurumuza acıyı da,

gözyaşını da, umudu da.

Yoruldum deme hakkımız yoktu.

Hem kime ne diyebilirdik ki

Şimdi yılların aynasında bıraktığımız güzelliği zihnimizle kazarak nasıl bulabiliridik?

Kirpiklerimizde gizlediğimiz hayallerimizi hangi gözümüz ihbar etmişti?

Bütün bunlar kendinden

yitip gitse de

yine kendinden değil miydi.

Yaşamın gülüşü gamzemize bir tebessüm borçluydu oysa.

Albüm dolusu siyah beyaz resimler ta! O'zamandan hayatın canlı renklerinin silinebileceğinin habercisiydi üstelik.

Olsun, siyah beyazla da yetinebilirdi, nede olsa göğümüzdeki gökkuşağını çoktan yitirmiştik.

Her aydınlık karanlığa, her karanlık aydınlığa zaman makarasında dolanıp durmuyor muydu?

Şimdi durup dururken göğsümüz de çırpınan aşk güvercinini telaşa vermenin ne anlamı vardı.