USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

GÖKYÜZÜ KOCAMAN

17-10-2020
Gökyüzü kocaman ve sözde herkese yetecek kadar yıldız var orada. Yıldızların kimisi irice ve elle tutuluverecekmişçesine yakın; kimisi uzak, soğuk ve sessiz insanlar gibi içine kapanık. Dolunay, zoraki bir gülümseme takınmış kemik rengi dudaklarına... Gece, lacivertini akşamdan çıkarıp çoktan siyah elbisesini giymiş.

Gece, kibirli ve hiçbir şeyi beğenmeyerek dolaşıyor yer yüzünde. Kendi adıyla başlayan gecekondu mahallelerini karartmış; yoksulluğu görünmesin kentlerin... Çirkinliğe tahammülüm yok ki benim edasında. Göğü karartınca yıldızlar parlıyor ama yeri karartınca kötülük kol geziyor. Gazetelerin üçüncü sayfa haberlerine hazırlık yapacak şimdi büyük şehirlerin arka sokakları. Onlar yapacaklar da küçük şehirler, iller, ilçeler, köyler yapmayacak mı? İnsanın olduğu her yerde bu tür hazırlıklar ne yazık ki bitmedi, bitmez de.

Köyde, kararmış çiftçi elleriyle namus yüzünden kızını asar bir baba, ilçede miras yüzünden uykusunda boğazlarken birbirini yakın akraba, şehirde binlerce bıçak ay ışığında parlayarak girer karınlara, dünyada binlerce silah patlar, binlerce bomba düşer bir yerlere... İyi de niye? Yeryüzü de gökyüzü kadar büyük değil mi?

Gece Hanım, memnuniyetsiz dolaşıyor sokakları dolunayın zoraki gülümsemesi eşliğinde. Düşünüyor bir yandan da gökyüzü kocaman ve orada herkese yetecek kadar yıldız var. Bir evin damına sırt üstü uzanan herkes gökten bir yıldızı koparıp alsa cebine yine de bitiremez. Yeryüzünde de herkese yetecek su ve ekmek var aslında. Bütün bunlar eşit paylaşılmadığından birileri aç, birileri tok geziyor.

Gökteki yıldızlarla yerdeki insanların farkı şu ki: Yıldızlar acıkmıyor, insanlar acıkıyor dahası doymam sanıyor acıkınca. İnsanlar daha iyi, daha başarılı, daha zengin olmak istiyor, yıldızların daha parlak olma gibi bir hırsı yok. Bir yıldız namus yüzünden bir başka yıldızı yok etmiyor, daha fazla alana sahip olmak için de yok etmiyor. Gökte savaşlar çıkmıyor, bombalar patlamıyor, kimse kimsenin ayağını kaydırmaya çalışmıyor. Yıldızlar gidip de saltanatını almak için aya, güneşe saldırmıyor.Herkes yerini, sınırını biliyor; o yüzden gökyüzü kocaman.

Peki ya yeryüzü? Sınırlarımızı bilseydik ve bu denli aç gözlü olmasaydık hepimize yetecek bir yeryüzü de olurdu elbet. Mesela dolunay, zoraki gülümsemek yerine şiirleri süslerdi , yıldızlar başka türlü benzetmelere örnek olurdu. Gece, çirkinlikleri örteyim derken çirkin işlere daha fazla alet olmanın değil de aşkın, okumanın, edebiyatın zamanı olurdu. Ama onlar yıldız, biz insan. Onların yurdu kocaman, geceleri parlamaya adamışlar kendilerini. Bizim yurdumuz daracık, geceleri kol geziyor kötülük. Bizden sorulur hırs, kavga, bencillik... Gökyüzü kocaman, ağıp gitmek istiyor insan. Size kalsın kötülük!