USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

GÜLEN YAZILAR

01-11-2019

Çok farklı kişilerden son zamanlarda aldığım eleştiri : "Gülen yazılar yazmalısın." şeklinde. Evet, gülen yazılar yazmalısın, diyorlar bana. Bu eleştirileri aldığım ilk zamanlar çok utanmıştım. Demek ki  umuda yer vermeden bitiyordu benim yazılarım. Çok karamsardım demek ki. Ya da yazma konusunda olmayan bir yeteneği zorlayıp duruyordum. Neyse ne! Gülen yazılar yazmak üzerine uzun zamandır düşünüyorum. Gülen ayva ağlayan nar, ayva bile güldü de benim yazılar neden gülmüyor, diye sorup duruyorum kendime. Okuyanların sesine tıkayamam ki kulaklarımı. O yüzden kafama taktım, istedikleri gibi yazmanın bir yolunu bulacağım.

Mizahı  yaşam felsefesi haline getirmiş büyük ustaları çok okurdum eskiden. Yazılarımı güldürmek için yine onların kitaplarını gözden geçirmeye karar verdim. Kitaplığın başına dikilip ne kadar derdini mizahla anlatan kitap varsa yanlarındaki arkadaşlarından ödünç aldım. Biraz canları sıkılmadı değil diğer kitapların ama benim daha çok ihtiyacım vardı, hem yazılarımı güldürecektim hem okuyanları. Eskiden karikatür dergilerini de okumaya  bayılırdım. Sonra birtakım sebeplerden (bilip de yazamadığım) sığlaştı dergiler, keyif vermez oldu. Yine de şansımı denemek istiyordum. Kitapçılarda ne kadar karikatür dergisi varsa onları da topladım geldim. Eve kapandım bir süre okudum, notlar aldım, kimine çok kimine az güldüm de ama anladım ki mizahta ağlayan yan hep içlerde bir yerde gizli, gülen ön yüz sadece. Evlerin güney ve batı cephesine sahip olması  gibi güneş alan yerler ışıklı, sıcacık, şen şakrak fakat arkaya bir türlü ulaşmıyor o aydınlık. Elleri öpülesi mizah ustaları ne güzel de veriyorlar mesajlarını, eleştirilerini bir yandan güldürüp bir yandan düşündürerek. Çok uğraştım yapamadım öyle. Yürüyüşümü biraz değiştireyim derken tamamen bozmaktan da korktum. Zaten beni gülen yazılar konusunda eksik bulanların benden istediği de mizah filan değildi. Öyküler umutla bitsin, kahramanlar biraz olsun mutlu olsun istiyorlardı hepsi bu. İçimde olmayan mizah yazarlığına zorlamadım kendimi.

İyi ettim de aylar geçti ben hala tek bir gülen yazı yazamadım, yazıyı bırak tek bir satırın yüzünü bile güldüremedim. Bir gün mutlaka yazacağım demeyi çok isterim.

Bir gün tüm çocuklar güldüğünde,okulda olması gerekirken çalışmak zorunda olmadığında Hasan, İbrahim... Çocuk yaşta evlendirilmediğinde Elif, Ayşe... Bir gün tüm kadınlar güldüğünde, sokakta korkusuzca yürüyebildiğinde Zehra, Hanife... Bir gün geçim derdine düşmediğinde babalar, ailesinin isteklerine yetişebilmenin huzurunu ve güvenini yaşadığında Mustafa, Ahmet... Bir gün bir orman yanmadığında, kesilmediğinde tek bir ağaç artık ağlamadığında yeşil başlı toprak ana... Derdini anlatamayan tek bir masum hayvan işkence görmediğinde, özgürce havalandığında bir serçe...

Tek derdi peşinde koştuğu ceviz olan bir sincap neşesinde istediğiniz gibi gülen yazılar yazacağım o zaman. Ama şimdi neden yazamıyorum anladınız mı, şiirde dizelerim öyküde kahramanlarım neden acı içinde? Umudu kesik bir yazar, gülen yazılar yazamaz hele de dünya bu kadar çirkinleşmişken.