USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

HER ŞEYE RAĞMEN YAZMAK

06-12-2019

Neden yazıyoruz? Bu soruyu başta kendime sorduğumda hem bireysel hem toplumsal açıdan cevaplar verebileceğimi gördüm.

Belki biraz yaralarımı sarmak içindi yazışım, ziyadesiyle hırpalanmış ruhumu tedavi edecek başka yol bilmediğimdendi. Fazla duyarlılıktan da olabilirdi pekâla. Gördüğüm, duyduğum, okuduğum hiçbir tersliğe duyarsız kalamamaktandı. İçime bir kemik gibi oturan yırtıcı acılardan kurtulma isteğindendi ya da. Toplumsal ya da bireysel acılar arttıkça yazma arzumu da arttırıyordu çünkü. Yazma, öyle bir şeydi ki bir kazazedeye son anda verilen ve onu yaşamda tutabilen bir hayat öpücüğü kadar kıymetliydi en başta. Aynı zamanda bildiğim en iyi terapi yoluydu. İçini açtığında seni yazabildiğin kadar uzun ve yargılamadan dinleyebilirdi. Yazarken keşfettirirdi sana kendini. Öyle büyük büyük laflar etmene, afili konuşmana gerek kalmadan anlatabilirdin ya da istediğin kadar ballandıra da bilirdin acıyı, süsleyebilirdin yalnızlığı, benzetebilirdin hayal kırıklıklarını ciğerlerini delen apansız bir öksürük krizine... Sana neden böyle anlattın, demezdi. Susardı, dinlerdi. İnsanın insana yapamadığı en büyük şeydi bu saf dinleyiş. Üstelik çok da ekonomikti yazmak; öyle şımarık çocuklar gibi "Beni şuraya götür, buraya götür." diye tutturmazdı. Bir kâğıt bir kalem kadar ekonomikti.

İnsan, bir yazıda istediği kadar bağırabilirdi içinde ne zamandır hapsettiği çığlıklarını. Üstelik sesini bire değil, binlere ulaştırarak yapabilirdi bunu.

Dünyayı yazarak değiştirebileceğini sanan bir hayalperest de olabilir insan. Hatta içinde biriken "Okyanuslar kadar" büyük yazma isteği  "Dünyayı değiştireceğini sanma budalalığı"ndan bile olabilir (Budalalığı kendim için söylemiş olayım). Sanırsın ki insanlara bazı şeyleri yazarak anlatabileceksin. Mesela, insanların öyle sanıldığı kadar çok çeşitlere ayrılmadığını anlatabil hadi. Irkın, dinin, dilin, cinsiyetin vs. insanları ayırmada ölçüt olmadığını; ancak sadece "iyi" ve "kötü" olarak ikiye ayrılabileceğimizi, aramızdaki ayrılıkları keskinleştirenlerin, bizi birbirimize kırdıranların da kötüler olduğunu anlat hadi. Dünyanın kötülükle yönetilemeyeceğini anlat. Canı yanan insanların can yakabileceğini, travmalı büyüklerin travmalı çocukları olabileceğini, bu kısır döngüyü bozmak gerektiğini anlat. Kime, kaç insana duyurabilirsen artık.

Neyi, nerede bozuk görsem iki satır yazıyla düzeltmeye çalışan bir "deli" de olabilirim. Halbuki nice büyük yazarlar neler neler yazdılar da düzeltemediler dünyayı bana mı kaldı düzeltmek? Masallarda, hikayelerde övdüğümüz iyiliği hayata geçiremedik. Bireysel olarak insana çok şey katsa da toplumsal olarak önünde uzanan yola küçük mü düşüyor yazının adımları bilmem. Ama yine de ve her şeye rağmen yazmak güzel. Umutlu. Zihnine, gönlüne ulaşmada insanların binlercesini hedeflerken birkaçına razı olmak zorunda kalsan da çoğu kez asla vazgeçilesi değil!