USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KARINCA RAP RAPLARI VE GEÇİCİ TEDAVİSİ

10-04-2021

Ruhumu, müziğin kollarına bıraktım. Bir gönlü tedavi edemeyen tek bir sanat dalı olmadığı gibi en iyi şifacı da yazı ve müzik diye düşünürüm. Peki, nelerin onarılmasını bekliyorum? İnsan, tedavisinin imkansızlığına alıştığı kendi yaralarının iyileşmesinden çoktan vazgeçiyor da hayatın kendinden sonrası için başka insanlar, canlılar ve dünya için güzellik getirmesini bekliyor.

Bir kuştan ödünç aldığım kanatlarla yükseldiğim yerden bakıyorum her şeye. En çok da geride kalan zamana... Yaşananlara, yaşanmak istenenlere, yaşanması ertelenenlere, yaşanmasından umudu kesilenlere... İki yıldır apartman dairemizin balkonundan izlemek zorunda kaldığım betonlaşmış saksı baharlarına bakar gibi. El kadar toprakla, küçücük bir yeşille doğaya karışamadan, onu doyasıya yaşayamadan; içim özlemlerle dopdolu bakıyorum. Hem de birçok şeye özlemle. Baharı yaşamak kadar birlikte yaşamaya. İnsanlar arasından geçmeye, öğrencilerime dokunmaya, anneme, babama sarılmaya... Umutsuzluk ciddi bir hastalık, bunu biliyorum. O yüzden belki de ne zaman umutsuzluğa kapılıp onun çamurlu sularında boğulacağımı sansam koşup bir kitaba, dinlendirici bir müziğe, birkaç satır yazmaya sarılıyorum.

Her konuda ikiye bölünmüş gibiyim. Bu sene de bahar yok öyle mi, diye soran bir yanıma diğer yanım unutturmaya çalışıyor bazı şeyleri: " Geçecek diyor sabret. " Keşke bir çocuk aldırmazlığında olabilse insan. Her durumdan bir oyun var edebilse. Oysa ben bugünlerin geçmesini en çok da çocuklar için istiyorum. Okullarına, birbirlerine, çiçeklerle süslü bahar dallarına bir an önce kavuşsunlar diye.

Umutsuz yanım doğrucu Davut. Bir ceviz ağacının altında, onun zehir saçan varlığının etkisiyle esrikleşip uyumuşum da ordu kuran binlerce karınca beynimin içinden "rap, rap" sesleriyle geçiyor gibi hissettiriyor; her şeyi aynı anda zihnime doldurarak. Eğitim diyor kocaman hayal kırıklığı, rap rap! Ülke gündemi oyalayıcı, aslından uzak, rap rap! Kokuşmuş insan ilişkilerinden ekmek çıkaran TV programları, kirlenmişlik, kötülük, aşağılık olmanın gittikçe kabulü, rap rap! Sosyal medyada hep bir mutluluk masalı, kiminin inci gülüşlü öz çekim fotoğrafları, kiminin başarı hikayesi, evi arabası, tepside dumanı tüten kahvesi, rap rap! İnsan hayatının ucuzluğu, bedava oluşu, sağlığımız, aşıda bir türlü sıra gelmeyen biz öğretmenler, rap rap! Binlerce karınca aynı anda aynı yöne "rap rap!"

Sağlımız dedim değil mi, biz öğretmenler mi dedim bir de? Söz buraya gelmişken tek bir şey söyleyeceğim:  bizi aşılasınlar, okullar açık kalsın. Öyle sanıldığı gibi yatmayı değil; çocuklarımızı, okulumuzu seviyoruz. Üretmeyi, yaşatmayı, öğretmeyi, yarınları aydınlatmayı kısacası sevmenin kendisini seviyoruz. Artık zihin kıvrımlarımızda dolaşan şu karınca ordusunun rap rap sesinden kurtarın bizi.

Ama kime diyoruz, rap rap!

Ne zaman umutsuzluğa kapılıp onun çamurlu sularında boğulacağımı sansam koşup bir kitaba, dinlendirici bir müziğe, birkaç satır yazmaya sarılıyorum. Bugün de öyle işte... Bu kısa süreli bir iyileştirici biliyorum; asıl çözüm başka yerde. Rap rap!