Gün boyu zihnimi kurcalayan sorumun adı "el alem"
Ne menem şeydir bu "el alem?" bileniniz var mı?"
Hangi millettendir? Hangi dindendir?
Hangi görüştedir?
Nerelidir?
Nerede yaşar?
Kültürü nedir?" Bu "el alemin"
İnsanların otokontrol sistemini, gündemini, tavrını, davranışını, dilini yaşamını ele geçirmiş olan bu "el alem" acaba Süper Mega Ultra Güç dedikleri şey olabilir mi?"
Bir çoğumuza bu "el alem´i"
Daha çocukken öğretti analarımız aman! aman! "el alem" duymasın! aman! aman! "el alem" görmesin!.
Nedense en çokta analarımız korktu bu "el alem" Devinden, üstelik bizleri de korkuttu hatta, Tanrıdan çok "el alem´den" korkar olduk.
Tek "el alem" bir şey bilmesin de, tek "el alem"bir şey demesin de, yediğimiz haltları Tanrı bilse de olur.
Birey olarak kınanma korkusu, övülme kaygısı gibi illetlere tutulduk.
Bu "el alem" denen korkunç yaratığı böylelikle bizler besler olduk.
Şimdi sıkı durun! size bir sırrı mı vereceğim.
Ben, yıllar önce "el alem" yaratığını öldürdüm,emin olun katil damgası yemiyorsunuz, kolluk kuvvetleri falan da gelip götürmüyor sizi. Şimdi soracaksınız biliyorum
Nasıl ve neyle öldürdün.
Nasıl ve neyle mi?
Kendim gibi olarak. Kendim gibi konuşarak, kendi doğrularımla yaşayarak, evet evet itiraf ediyorum Ben! "el alem" yaratığını onu umursamayarak öldürdüm!
"el alem"Ne der diye yaşamınızı, yaşam kalitenizi, fikirlerinizi, tarzınızı öldürene kadar
Şu "el alem" gulyabanisini siz de öldürün gitsin.
