USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ŞİMDİKİ ZAMANLI DÜŞÜNMELERİMİZ

14-07-2020
Bugünkü ev ödevim sözlükten rastgele seçtiğim kelimelerle bir öykü yazmaktı . "hiçlik, idam, günah, özür, dünya, salgın..." Açtım sözlüğü rastgele sözcükler seçiyorum ama muhakkak algıda seçicilik devreye girmiş olmalı pek de iç açıcı kelimeler değil kenara ayırdıklarım. Yazdım yine de bir öykü, malumumuz efkarın dibine ekmek banacak türden nur topu gibi bir öyküm daha oldu. Aman efendim onu paylaşmayacağım burada hemen endişe duymayın lütfen. Hem, biliyorum bıkmış birileri acılı, efkarlı yazılarımdan. Köşede yazarlık yapmanın diğer türlü yazmaktan böyle de bir farkı var. Anında dönüt ve sesli okuyucu.

Evet, öyküyü diyordum burada paylaşmayacağım ama "salgın" sözcüğü de birçok çağrışım yapmıyor mu şimdi? Onunla ilgili yazacağım işte. Diyecek ki birileri "Çok yazıldı hatta yazılmaya da devam ediyor." Merak etmeyin ben Covid-19'dan da söz edecek değilim. Sadece şimdiki zamanlı da düşünmeyin. Uzun zaman önce dünya, bir salgına yenilir gibi kötülüğe, yalana , sahteliğe, bencilliğe yenilmedi mi? Onlar neydi sizce? Bence tüm bunlar ve sayıca çoğaltılabilecek olan benzeri şeyler salgındı örneğin yalan da bir salgındı. Öyle olmasa "-cı ve-lık"ekini alıp "yalancılık" haline gelir miydi? Pek âlâ bundandı, doğru söyleyenin dokuz köyden kovulması çünkü yalancı doluydu o dokuz köy... Ya da "bencillik" sözü yumuşatıp "kendini evrenden çok daha önemli bulma sanatı" mı desem? Demeyeceğim! Düpedüz bencillik adı. En büyük salgınlardan biri bence. İnanmıyorsanız hayatınızdaki dost sayısına bakın, derim. Düşünün şimdi sayıca neden az dostlarınız? Bencillik çoğalıp bir salgın haline geldiği için olabilir mi? Örnekler arttıkça birbirine benzeme olasılığı artar, belki yazı da amaç dışına çıkar, göze alamam şimdi amacının dışına çıkmış bir yazıyı toparlamayı. Zaten derdim de bu değil. Şunu merak ediyorum sadece, "Covid-19' a karşı aldığımız önlemlerin ne kadarını örneklediğim durumlar için aldık?

Hemen bakalım: "Dürüstlük, enayilik, demişsiniz. Para etmiyor, karın doyurmaz, diye de eklemişsiniz." Yalana, riyakarlığa karşı değil de dürüstlüğe karşı önlem almışsınız bu durumda. Tamam, haklısınız ama sadece dürüstlüğün para etmediği konusunda... Yalanı değil de dürüstlüğü övseydik onu getirseydik salgın haline... Para etmeyen yalancılık olacaktı.

Paylaşmayı, cömertliği de enayilik gibi görmüşsünüz. Lafta kalmış paylaştıkça iyiliğin, mertliğin çoğalacağı masalı, ders kitabında bir metin olmuş da hayatın kendisi ol-durul-mamış... Çoğalan sevgi, saygı, mertlik vs. karın doyurmaz ki. Hem bunlar paylaştıkça çoğalsa bile para, mal, mülk azalır paylaşırsak Allah muhafaza. Bundan değil mi bir dönüm toprak için üç kardeşin boğaz boğaza gelmesi. Amaan sen de canım, dediğinizi duyar gibiyim. Miras meselesi hep var. Hayatta kalan yesin, içsin, sıç-rasın... Kalan sağlar bizim, dünya da kalan sağ zenginlerin olsun. "Olsun gözüm olsun." da adı BENCİLLİK olmasın mı şimdi?

Bence salgın haline gelen güçlünün güzsüzü ezmesiydi, işverenin sömürmesine göz yummasıydı üç kuruş için birilerinin... Yalan, namussuzluk, bencillik.. Daha çok salgın var ki hangisini saymalı? Şimdiki zamanda düşünürsek tek salgın korona. Hayatta kalma isteğinizle tutundunuz ona. Oysa ben maskemi pisiliğin kokusuna karşı takıp sosyal mesafemi iki değil iki bin metre kadar bencile, yalancıya, yalakaya karşı oluşturdum. Sadece ellerimi değil ruhumu yıkayıp havalandırıyorum. Bu da hijyenim olsun.

Peki, ya siz? Dünya bunca kötülüğe yenilirken hangi önlemleri almıştınız? Betonla tıkanmıştı dövülenin sesine kulaklarınız, haksızlığa karşı isyanla haykıramazdı sımsıkı dikilmiş dudaklarınız.

Hangi önlemleri... Efendim? Duyamıyorum..