USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Yazmaya özlem

25-03-2019

            Çok heyecanlıyım. Üç haftadır ilk kez bir satır yazabilecek zamana ve "eh düzeyinde" kafa dinçliğine sahip olduğum için. Aynı anda şiire benzeyen sözler, öykü girişi olabilecek tümceler, garip karakterli kahramanlar zihnime hücum ediyor. Hiçbirini tutup da yazıya nakışlamam mümkün görünmüyor.

Günlerdir emziremediği için sütü çekilmeye başlayan bir anne gibiyim. Emzirmeye kendi iradesiyle ara vermemiş, emziremediği her gün bebeğinin hayalini kurmuş ancak şimdi yeniden bebeğiyle bu kutsal anı yakalamış; heyecanlı, tutuk, kaygılı, işin nasıl yapıldığını unutmuş bir anne! Bir bebek ve anne için emmek-emzirmek çoğunlukla iç güdüsel, peki yazmanın ne kadarı böyle?

                 Tezenesiyle tellere dokunmayı bırakan parmaklar nasıl hamlarsa ve zaman zaman yanlış notalara vurursa öyle güçsüzleşmiş parmaklarım. Yazmak istediklerim üzerinde denetimim kalmamış gibi. Yazacaklarımın dokusunu her an yanlış kelime seçimleriyle ya da sığ cümlelerle bozabilirmişim gibi bir tedirginlik içindeyim. Evet, kafamda şiire benzeyen dizeler var demiştim. Bir öyküye başlangıç olabilecek tümceler de var demiştim. Ama garip karakterli kahramanlar, dev adımlarıyla kiraladıkları zihin odalarımda, duvarları sarsarak bir aşağı bir yukarı yürüyüp her dengeyi bozuyorlar. Onlar ne zaman oraya yerleştiler hatırlamıyorum. Benden kendilerine hayat vermemi istiyorlar. Bense nereden başlayacağım hiç bilmiyorum. Üstelik kendi aralarında da bir uyumsuzluk, bir geçimsizlik...iki tanesini bile aynı öyküde bir araya getirmem mümkün değil.

             Yazmak unutulabiliyormuş demek.. Yazının başındaki heyecanıma dönecek olursam yine de güzeldi ey yazı, seninle bu kafenin köşesinde buluşmak...