Epiktetos'un (MS 50-130) İçsel Huzur İyi Yaşamın Kapısını Açar kitabı, Discourses kitabından seçilmiş bir dizi konuşmayı içeriyor. Epiktetos MS 94 yılına kadar öğretmenlik yapmış olup günlerini nasıl, daha şerefli ve sakin yaşayabileceği üzerine dersler vererek geçirmiştir.
Kitabın kapağı bizi şu söz ile karşılıyor:
“İlk olarak kendinize ne yapmak istediğinizi sorun sonra ne yapmanız gerekiyorsa onu yapın!”
Başlıktan da anlaşılacağı üzere Epiktetos konuşmalarında bir dizi iyi yaşam üzerine öneri sunuyor. Aynı zamanda okura yaşarken nasıl yaşaması gerektiğine dair kılavuzluk eden yol haritası çiziyor. Kitaptaki anlatımlar her ne kadar basit ve günlük konuşmaları içerse de kitabın derinliklerine inildiğinde Epiktetos'un iletmek istediği mesajların özgürlüğünü ve önemini fark ediyorsunuz.
Epiktetos'un “İyi Bir Yaşam" reçetesi başlıca üç tema üzerine kuruludur. Arzularınızın efendisi olun, görevlerinizi yerine getirin, kendiniz ve büyük insan topluluğu içindeki ilişkileriniz üzerine düşünmeyi öğrenin.
Bu üç tema üzerinde dikkatimi en çok çeken insanlar ile olan münasebetimiz. 21.yüzyıl teknolojisinin bize sunmuş olduğu pek çok iletişim aracı olan sosyal bir dünyada insan ilişkilerini tekrar gözden geçirmemiz gerektiğini sorgulatıyor.
İletişim, insanoğlunun var olduğu anlardan itibaren süregelen ve yıllar içinde bir çok şekilde çeşitli iletişim araçlarıyla, gittikçe kendini geliştiren bir hal almıştır. Doğası gereği kendini tanıtma ve anlatma ihtiyacı hisseden insan için iletişim önemli bir kavram olmuştur.
Burada iletişimin kavramları ve çeşitliliğinden çok özüne inmek istiyorum. Gelişen teknoloji bize daha sık iletişim imkanı sağlıyor, değil mi? Aslında öyle gözükse de nihayetinde insanın, insana olan yabancılığını da görmüş oluyoruz. Kendini ve aslında başkalarından gördüğünü kendi içinde uygulamaya çalışan insan, özünde olmayanı da sergilemeye başladı. ‘Ben varım, ben de buradayım’ gibi kişinin takdir ve beğeni toplamasını sağlayacak her türlü girişim kişiyi psikolojik, sosyolojik gibi bir çok erozyona uğratıyor.
Bu kitabın incelemesi, günlük hayatımızı etkileyen ve mutluluk aşılayan pek çok kavram üzerinden düşünülebilir. Benim iletişim kavramını seçmenin sebebi hangi başlık üzerinden ele alırsak alalım sağlıklı bir iletişim kuramadığımız, birey olarak anlayıp, anlaşılmadığımız sürece iyi bir yaşam reçetesinin, mutluluk arayışının pek mümkün olmayacağıdır.
“ Siz, evrenin biricik, yeri doldurulamaz bir parçasısınız. Bunu unutmayın. İnsanlık bilmecesinin özel bir parçasısınız. Her birimiz geniş, birbiriyle bağlantılı ve mükemmel bir düzen içindeki insan toplumunun bir parçasıyız. Fakat, siz bu insanlık düzeninin neresindesiniz? Kim için varsınız?”
Kitap’tan alıntıladığım bu cümle bana Ahmet Arif'in:
“ İyi bak kendine bir daha hiçbir ana doğurmaz seni.”
Sözünü hatırlattı.
İletişim yönümüzün güçlü olduğunu ve bizi diğer varlık aleminden farklı kılan bu özelliğimizi sağlıklı ve bilinçli bir şekilde kullanmak dileğiyle
