USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KERKÜŞ

01-09-2018

Kerküş; üzüm çeşidi.

Asma yaprağının, bağların, bahçelerin gözdesi.

Hikâyenin aslı Dedem´in bu lakabı taşıyor olması.
İllaki küçük memleketlerin, beldelerin, köylerin adeti budur.
İsim soyisim yoktur bizim buralarda;
soranlar lakabından tanırsa tanır!

Nasıl yazabilirim?
Neler dile gelir, diye düşünürken
Acının tarifi yoktur elbet diye buluşuyorum kalemimle.

Ölüm, kelimelerin tarif edebileceği bir dil değil!

Acı da öyle!

Ama yazıyoruz işte nihayetinde.
Çünkü birilerinin iyi kötü duygulara tercüman olması lazım.

İyi insanın güzellikle, yad edilmesi
Ölüme bilmukabele gülerek hazırlıklı olması buydu işte.

İnce bir çizgi.
Sevdiklerinden ayıran.
Ama insan diyemeden edemiyor.
Hatırası sinmiş her yere.
Kokusu evde.
Yatağı halen baş köşede.
Kıyafetleri dolapta.
Tası tarağı banyo da.
Gelde unut.
Unutur mu insan?
Öldü diyenler utansın.

Şimdi dedem yok olsaydı
Yamacına oturur
"Hadi Dede bana bu lakabı nereden aldığınızı anlat."
Diye bitmeyen isteklerde bulunur.
Hikâye içinde hikaye dinlerdim.
Kaybettim yakın bir zamanda.
Onu yad ederek yazıyorum.

Kerküş hikayesini kardeşi Hıdır Albayrak´ın
dilinden dökülenlere paylaşalım.

"İki rivayet vardır.
Bir rivayete göre Kerküş´ün bir üzüm çeşidi olmasıyla beraber; bağlarımızın çok olması.
Diğer bir rivayete göre;
Milattan önce 2000´li yıllarda Mardin´de
(Sabancı Müzesi) hüküm sürmüş Kerküşti soyundan gelme.
Bu sebebten dolayı lakabımızı oğluma da ad olarak vererek devam ettiriyorum."

Dedem´in lakabına yakışır bir şekilde bende gururla söyleyerek yazıyorum.
Yaptığın bütün iyiliklerin seni bulması duasıyla.