USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KIRMIZI IŞIKLI İSTANBUL

06-01-2019

 

Güzün hüznümü olurmuş. Şu yağmurlu günlerde damlalar akıyor sayeme, yanıltmıyor artık beni yaşanmasını beklediklerim. Hepimizin zaman zaman aksayan yönleri var. Kendimizi hiçe saydığımız sanki yokmuşuz ve hiç olmamışız gibi davrandığımız... Yanılsamaları, yanılsamalardan önce; Ah, vah edip yakındıklarımız. Bir kenara bırakma vakti. Peki o vakit nasıl bulacak bizi? Önceliklerimizi güçleştiriyoruz. Bence.

Sizce?

Nasıl su akıp yatağını bulacaktı.

Böyle kolay olduğunu düşünmüyorum.

Çünkü alışkanlıklarımızı çiğnemedikçe, çizgiyi aşmadıkça sığ kalıplardan da kurtulamıyoruz.

Ha gayret biraz daha aydınlansa dünya ve güneş ışıklarını bulutların arkasında saklanarak değil de tüm üryanlığıyla gösterse kendini. Sokaklarda bizden olmayanı gördüğümüzde de kucaklayıp, kol kanat gersek.

Sadece bizden olmayanı mı?

Bütün bir evreni belki. Ağacından kuşuna kadar, birlikte yürüsek..

Ve zaman dar kalıplarını sıyırarak çıkıyor önüme. Ben buradayım ve hep burada kalacağım diyor. Dans edeceğim, rüzgar ağacın yaprağını savururken; ben dans edeceğim.

Her gün yolları süsleyen araçların korna seslerinden, egzoz seslerinden kendime ritimler tutup şarkılar söyleyeceğim.

Ve bir tek kediyi köpeği sevmeyi değil. Bütün hayvanların dışarda aç kaldığını söyleyeceğim.

Kelimelerimi seçerken zorlanacağım.

İçimde bir şey hep eksiliyormuş gibi hissedeceğim fakat yazdıkça, yazabildikçe mürekkebi bulabildikçe karalayacağım beyaz sayfaları.

Ve telaşımı hoş karşılayacağım İstanbul´da

 İstanbul!

Ey kadim ve kader şehri.

Geldim sana.

Bağrı yanık bir coğrafyadan koptum da geldim.

hüzün ve kederleri orada bırakıp sana yanmaya geldim.

 Şiir dökülüyor dilimden çocuk.

Kelimeleri, bilmediğim başka anlamlarda bulmaya çalışıyorum.

Seni yaşatmaya çalışıyorlar çocuk.

sesini bir nebze olsun duyurabilmek için bu telaş ve kargaşa.

Müzik aletlerini, kenara bırak çocuk.

 Sürgün olduğun ülkeden bi haber.

Eylemleri bir kenara bırakıp, sözlerinle savaş açmaya çalışıyorsun, yapma çocuk!

 İstanbul!

 benim güzel şehrim.

tarihim, sanatım, her şeyim.

duyduklarım ve daha duyacaklarım.

Gördüklerim bir kenara, daha görmediklerimi, görmeye meyledişlerim.

 Ey İstanbul!

 sokaklarından geçemiyorum, bu yoğun trafikte.

Ama kırmızı ışıklarda kalbim hep başka insanlarda duruyor.

bu duraklar mahvediyor işte beni, yolunu bulamıyorum sonra yeşil ışıkların. İnsanlarda martılar gibi koşuşturup duruyorlar oradan oraya..

Kimine rüzgar vuruyor, kimine ise nereden estiğini bilmediğin mutluluk çarpıyor. Ama hep bir şeyler oluyor nihayetinde bu insanlara. Bir hayat diyorsun; bir başka hayattan bu kadar mı kötü olabilir? Olabilir işte, kırmızı ışıklarda durdukça bunu anlıyorsun.