USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

SEZAİ KARAKOÇ

17-11-2021

"Mona Roza, siyah güller, ak güller

Geyvenin gülleri ve beyaz yatak

Kanadı kırık kus merhamet ister

Ah, senin yüzünden kana batacak

Mona Roza siyah güller, ak güller"

 Lise yıllarıydı Edebiyat hocamız herkesten bildiği bir şiiri okumasını istedi, sıra kendisine gelince büyük bir ciddiyet ve heyecanla "Mona rosa" yı okudu. Sezai Karakoç'u bu vesile ile tanımış oldum. Böylesi güzel ve içten bir şiiri kaleme alan bu kişiyi tanımalıydım ve onunla ilgili araştırma yapmaya diğer şiirlerini de okumaya başladım.

 Sezai Karakoç her ne kadar "benim yüzde onum şiirse yüzde doksanım da düşüncedir" diye tanımlasa da kendini, şiirlerinin beni derinden etkilediği inkâr edilemez bir gerçektir ve Sezai Karakoç benim için en iyi şairlerden biridir.

Sezai Karakoç diriliş demektir aynı zamanda. Ona göre diriliş, aslında bir edebiyat akımından çok bir hakikat akımıdır. İslam’dan ayrılışın sona erişi ona yeniden kavuşmanın başlangıcıdır ve kendisini "Ben bir diriliş işçisiyim" diyerek ifade eder.

 Medeniyeti de ak medeniyet ve kara medeniyet olarak ikiye ayırır Karakoç. Ak medeniyet İslam medeniyetidir. Kara medeniyeti ise vahiy dışı olan medeniyet olarak  tanımlar.

 Sezai Karakoç' u araştırırken okumaya ve araştırmaya olan merakı ilgimi çekmişti. Hızır’la kırk saat adlı kitabın bir bölümünün Fransızca yazılmış olması ve Fransız eleştirmenlerin "Bu şiiri ancak Fransızcası çok iyi bir edebiyatçı yazabilir" diye tanımlamaları ona olan hayranlığımı daha da celb etmişti.

Masal, sessiz müzik, inci dakikaları, Mona rosa, sürgün ve daha nice şiirleriyle yüreğimize dokunan, ruhumuzu doyuran, diriliş düşüncesiyle uyuyan zerrelerimizi bir nebze de olsa u/yandıran koca yürekli güzel adam ötelere pervaz etti bu gün. "Sevgili, ey sevgili, en sevgili, uzatma dünya sürgünümü benim" diyordu, vefatıyla dünya sürgünü de son buldu...

Diliyorum ki nurlar içinde uyusun ve bıraktığı eserler yeni nesillere de ışık olsun.

 

 

"Senin kalbinden sürgün oldum ilkin

Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği

Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında

Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim

Af dilemeye geldim affa layık olmasam da

Uzatma dünya sürgünümü benim

Güneşi bahardan koparıp

Aşkın bu en onulmazından koparıp

Bir tuz bulutu gibi

Savuran yüreğime

Ah uzatma dünya sürgünümü benim

Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil

Ayaklarımdan belli

Lambalar eğri

Aynalar akrep meleği

Zaman çarpılmış atın son hayali

Ev miras değil mirasın hayaleti

Ey gönlümün doğurduğu

Büyüttüğü emzirdiği

Kuş tüyünden

Ve kuş sütünden

Geceler ve gündüzlerde

İnsanlığa anıt gibi yükselttiği

Sevgili

En sevgili

Ey sevgili

Uzatma dünya sürgünümü benim"