Her geçen yılın ardından bir şeyler yazarız.
Kriter o yılın getirdikleri ve götürdüklerine endeksli..
Kimini sevdik geçen yılların, kimine de ver yansın ettik.
Ve 2016 yılının sonuna geldik.
2016 yılı yalanlara, dolanlara gebe. 2016 yılı darbelere gebe. 2016 yılı terörist, 2016 yılı acımasız!
Hasan Sabbah´ın Alamut Kalesi hikayesini geride bırakan entrikalar, oyunlar.
Haşhaşi mi desem, darbeci mi?
Tüm kötülükleri, olumsuzlukları bünyesinde barındıran gelmiş geçmiş en kötü yıl mı desem?
Bu yılda dış güçlerin parmağı var.
Bu yıl algı operasyonlarına gebe.
Hatta algı operasyonlarının anası gibi.
Belki de konjonktür gereği oyun oynuyor.
Bakmayın sessiz sedasız gidişine.
Ne hinlikler getirdi beraberinde.
Ne acılar bıraktı yüreklerde.
Darbe girişimleri, darbe denemeleri.
Rusya uçağını düşürdü dış güçlerin desteği ile
Rus elçisini öldürdü sinsice.
Doları uçurdu dış güçlere hizmet olsun diye.
Namertlik yaptı hayata veda etmeden. Tamı tamına yüzde otuz fakirleştirdi bizi giderayak.
IŞİD, DAİŞ, DEAŞ belasını sardı başımıza..
Ve Sen 2016 Yılı
Ankara´da, İstanbul´da patlattın bombaları acımasızca!
Suriye´de kınalı kuzuları şehit ettin.
El Bab´da vatan toprakları uğruna şehit düşenlerin çatısız evlerine korlar düşürdün
Yürekler dağlandı her şehadetin ardından.
Nusaybin yıkıldı, Sur Yandı, Cizre harap oldu, Şırnak yerle bir.
Evsiz barksız kalanların bedduaları var sana 2016.
İflah olmazsın sen. Zebaniler karşılar seni DEAŞ kılıklı.
Keserler mi, asarlar mı, yoksa yakalar mı bilinmez!
FETÖ kılıklı yobaz seni. Gitmeden önce. Seni açığa almalı, sonra ihraç etmeli, hatta hapse atmalı sualsiz, sorgusuz. Yeteri kadar sabıkan var zaten senin.
Seni hiç mi hiç sevemedik 2016.
Hadi durma git artık, başka sabıkalar işlemeden.
2016 sen teröristsin!..
