USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ASHÂB-I KEHF ya da RAMAZAN !..

09-04-2022
Çok şükür bu sene de Ramazan ayına kavuştuk. Mukabele de Kehf Sûresine sıra geldiğinde bunu bir işaret kabul ederek ramazan ile Ashâbı Kehf arasındaki bağlantıyı düşünmeye ve fâkirane nice sırlarla dolu olan Kehf suresinde Ashâb-ı Kehf ile ilgili 9. dan 26.âyete kadar olan âyetleri tefekkür etmeye başladım. Gönlümüze akan duyguları siz kıymetli kardeşlerimle paylaşmaya ve yazmaya karar verdim.
Aziz Dostlarım,
Tevhid Yolu sürekli bir arınma, hidayet ve saflaşma yoludur. Bu safiyeti her an sürekli muhafaza etmek şart ve gereklidir. Zira saflık hiçbir zaman en ufak bir kiri dahi kabul etmez. İşte hayatımızın her anında bu safiyeti korumak, enfüsümüzde ve afâkımızda ikame etmek, tüm fiillerimizde gerçekte Hakk’ın fiili olan saflığı gösterebilmek tevhid yolcusunun hedefidir.
İnsan, halk edilen beden ve C.Allah’ın nefyederek can verdiği Ruhtan müteşekkildir. Beden ruhun önünde zahir, ruh ise bedende gizlenen batındır. Zariyat suresi 50.âyette ‘‘ Allah’a kaçın ve iltica edin’’ buyurulmaktadır.
İşte tevhid yolunda bir kişinin bedendeki ruhunu bulmak amacıyla nefsini tanıması, terbiye etmesi bu idrâkle bedenini, nefsini, bilincini, aklını, azalarını ruhu ile, böylece eriştiği düşüncesini de fiilleriyle birleştirerek, varlığını Hakk’a terk edebilme gayesiyle; çıktığı kutsal yolculuğa Ramazan denilir. Bu gaye ile Ramazanın gönüllü girilen iklimi olan Kehf mağarasına oruç denilir.
Dostlarım,
Bu ramazan geliniz Ashab-ı Kehf’i ve mağarasını içimizde bulalım. Nasıl mı? Akıl dediğimiz ofis, bedenimizde nefis ile ruhun arasında bir konumda bulunur. Nefsaniyetin binbir arzularıyla çelinebildiği gibi, sesi derinden gelen Ruh'un emrini işitebildiği oranda da yükselir. Bu nedenle bizdeki yedi aza bedenimizdeki dış ve iç dünyamıza açılan iki göz, iki kulak, iki burun, bir ağız yani yedi penceremizdir. Bu pencerelerimiz her an istasyondaki ofise enaniyet yüklü, bilgi, bulgu, heves, arzu, iştah, gurur, kibir, şehvet ve istek taşır. Akıl ofisi bunlarla çelinerek süratle değerlendirip fiile dönüştürür ya da beklemeye alır.
Tevhid yolunda karar kılmış, gönül vermiş yolcu, ise kararlı bir şekilde bu yedi azasını Ramazan orucuyla Ruhunun emrine sunarak Ashâb-ı Kehf mağarasına yedi uyurlar olarak girmiş olur. Tesviye edilmiş olan nefsi onun Kıtmiridir. Göz, kulak, burun, dil artık Hakk’tan gayrısına bağlanmadığından ofise sürekli Hakk iletilir. Gayrıyetle irtibatını kesmiştir. Uyku halindedir yani Hakk’tan gayri her düşünceye kapılarını kapatmıştır. Ölmeden önce ölünüz emrini işitmiştir. Nefis-kıtmir- ise burada tamamen kontrolü Ruha teslim ederek mağaranın kapısında yani aklın, bilincin ve her azanın merkezinde Ruha teslim olarak uyumaktadır.
Ramazan Orucuna niyet ederek imsâk ile insan Kehf mağarasına girer. Nefsini ve azalarını hayatın içinde uruçla tesviye ederek düzenler. Mağaraya dahil olup olmadığı, uyuyup uyumadığı, niyetinin çürüyüp çürümediği, safiyeti her an sağdan soldan gelen çeşitli impulslarla zaten anlaşılır..
Bu yolculuğu başarabilenler, eski bildiklerine son verdikleri için eski halleriyle onlar tanınmazlar. Bu yeni idrâkleri, eski dünyevi, şeytani hayatın içinde geçersizdir. Onlar artık Rahmanın zuhurunun zahiri olmuşlardır. Yedi azanın batını zuhura çıkmış, görme basiret, işitmeler semiğ, kokular irfaniyet, dil Hakk’la Hakikat olmuştur. Orada ebedi kalıcılardır. Artık onların yanı mescittir. Onlar Allah dostlarıdır.
Ramazan hayatımıza hakim olunca urucumuz bizi maddeden mânâya, nefsaniyetten ruhaniyete yükseltir. Her anımız ramazan olur. Ramazan öncesi ile sonrası artık çok farklıdır.
Hakk ile Halkı kendinde buluşturanlar, tevhid edenler, bunun gereğini fiil, sıfat ve hayatlarında bizzat yaşayarak gösterdikleri anda ise Orucun Kehf mağarasının idrakine ulaşmış yaşayan yedi uyurlar olmuşlardır.
Aziz Kardeşlerim,
Ramazanın Kehf mağarasına halisane bir niyetle girip, azaları ve nefsini rafine ederek bu mağaraya dahil olan insanlığımız, rahmet, mağfiret ve bağışlanma duraklarından yüz akıyla geçerek arınan, saflaşan yedi uyur olur. Ramazan sonunda Kehf mağarasındaki uykusundan uyandırılır. Hakikatte ruh ile bedenin daimi musafahası olan bu hal bayramdır. Bedenlerimizin hükmünde artık ruhun programı ve istekleri dışında bir yazılım kalmamıştır. Artık beden ayrı, ruh ayrı değildir. Ruhunuz bedeniniz, bedeniniz ruhunuzdur . Bu büyük buluşmayı yaşamak, onu kesintisiz uygulamak, onunla O’na layık davranış ve fiilleri göstermek, varlığın tüm hallerine sevgi, saygı ve hürmetle her anı bayram kılmaktır. O’nu bulmak bayramdır. O bayramdır.
Kıymetli Kardeşlerim,
Ashab-ı Kehf içimizdedir. Mağara bugün ramazanla zahir olmaktadır. Bu mağaranın vaktin kıymetinin idrakinde olarak iyi ve güzel düşünelim. Ülkemize, tüm insanlığa, mü’min kalplere, kainata, dağlara, ovalara, yıldızlara, deryalara, güneşe, aya, eşyaya, bitkilere, arıya, karıncaya, mahlukata dua edelim. Sevgi, şefkat, merhamet, şifa, barış, bereket, muhabbet ve hidayet dileyelim. Dostlarımızı ismen tek tek anarak onlar için iyi dileklerde bulunalım. Bize emek verenleri hatırlayalım. Ehli Beyt'i, Hanifleri analım. Nimetlerin devamı için şükran pencereleri açalım. İçimizdeki ve dışımızdaki alem ile barışalım. İçimizde uyuyan ve dışımıza zahir olmayı bekleyen, Hazreti İnsanı bulalım.. mağaranız bayram yeri olsun.. Ramazan mübârek olsun inşallah.