USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ÇOCUKLUĞUM ve METAVERSE

05-01-2022
Kilis'te Nurettin Mahallesi Ulu Camii Sokağında geçen çocukluğumun unutulmaz hatıralarından birisi de biz çocukların sokak oyunlarını en canlı olarak oynadığımız bir döneminde ortaya  çıktı. 
Oyun arkadaşlarım bizim sokaktan biz üç kardeş abim Mehmet, küçük kardeşim Alaettin,  Belediye Reisi Mustafa Baytaz'ın oğulları Akif, Sait ve Abdullah, Hancı Zekeriya'nın oğlu Ekrem, Halil ve Ali Dedeağa, öğretmen Ayşe Hanımın torunu Recep, Öğretmen Ömer Serengil'in oğulları Ersin ve Ergin, Lofçalı Mustafa, Yahudi oğlu Selim, Hasan Hocamızın oğlu Mustafa Gündeniz, Şıhmusaoğlu Mustafa amcanın oğlu Coşkun İncesoy,  Medrese sokaktan Cemil Sabuncu'nun oğulları  Kadir ve  Mehmet,  Kasap Emin Ayçin'in oğlu Hayrettin, Kütküt Dedenin karşısından Mehmet Necioğlu, Ayakkabıcı Mehmet Ustanın oğlu Abdurrahman, Şıhrızanın torunu Erşan Başabak gibi daha birçok arkadaşlarımızla aramıza  yeni bir durum oyunbozan gibi ansızın giriverdi.
Hasırcı'da rahmetli Bakkal Nedim Gilgil, Golden ve Zambo,  adlı yeni  sakızlar satmaya başladı. 25 kuruşa aldığımız bu sakızın birinden artistler diğerinden  ise hayvanlar alemi çıkiyordu. Özellikle  içinde hayvanlar aleminden otuz hayvanın numaralı olarak fotoğrafı olduğu sakız ve bunları tamamlayıp biriktirme hedefi birdenbire mahalleye bir bomba gibi düştü. O muhteşem oyunlarımız nerdeyse hiç oynanmaz olup geri plâna düştü. Elimize geçen her parayla ya Nedim amcaya ya da Eşref Kasteli küçük Çarşısı'nda Bakkal Saip amcaya koşarak bu sakızı almaya başladık. Elimizde olanlarla da alt üst oyunu oynamaya başladık. Birbirimizden resim kazanma gayemiz haline geldi. Hep hedefimiz otuz resmi tamamlamaktı. 1 numara deve  nadir çikıyor, 7 Numara Vaşak ile 13 numara Dragon hiç çıkmıyordu.  Gözlerimizi bir hırs bürümüştü. Birgün Nedim amcadan aldığım sakızdan 7 numara vaşak çıktı. O gün vaşak fotoğrafı elimden hiç düşmedi. Bütün arkadaşlarım tek tek resme baktılar. Ah birde 13 numara dragon çıksaydı diye hayıflanırken sabah pazarından gelen bir çocuk vaşak fotoğrafını kendisine verirsem bana 28 tane dizili bir desteyi vereceğini söyledi. Para da teklif etti. Kabul etmedim tabii..  
Hiçbir zaman sevmediğim sakızı dragon için almaya devam ettim ve böyle sürüp gitti.. Sonra ben, Mehmet, Hayrettin ve Sait yahu biz ne güzel oyunlar oynuyorduk diye arkadaşlarımızı  toplayarak bütün resimleri yakıp bu hevesten herkesi vazgeçirdik... 
Aradan yarım asırdan da fazla zaman geçti. Son zamanlarda adını sıkca duyduğumuz METAVERSE de tıpkı çocukluğumdaki sakızlar gibi; pandemiyle sokaktan eve çekilen, dijital yaşamla da iyice baskılanan, sosyal medya ile dopdolu yaşanan  günlük hayatımıza bir bomba gibi girme hazırlığında.. 
Dostlarım sorup duruyor..
-Hocam, sıklıkla adıni duyduğumuz  bu “meta-verse” nedir? 
Bu konuya ait düşüncelerimi arz etmek istiyorum. 
Metaverse  facebook yeni ilan edilen marka  adıyla Meta’nın kurucusu Zuckerberg’in tarifiyle kısaca  “Internetin vücut bulmuş hali” dir. Ne demek bu.. Yaşadığımız dünyaya  sanal alemde bir paralel evren yapılandırılıyor..Bu evrende her insan metaversenin yarattığı  kendi paralelinin kontrolüne giriyor.
Böylece sosyal medya uygulamalarında dolaşan kişi çevrimiçi oyunlar, gerçeküstü bir gerçeklik ve dijital paraları bir araya getirerek yaşama, kazanma, çalışma, satın alma, satma gibi gerçek dünyada yaşadığı gibi sanal dünyada da bunları hatta daha ilerisini yapabilecek bir âleme açılıyor.  
Sanal âlem, sanal bir dünya ve sanal bir hayat gerçeğinden nerdeyse kopartacak bir artan gerçeklik teknolojisi ile alınan satılan bir pazar yerine dönüşüyor.
Şimdi sosyal medyada bir kişi  kullanıcı adı ve profil bilgileri ile  tanımlanırken metaverse ile  sanal evrende oturduğu yerde her kullanıcı canlı müdahale ile konuşabilen, hareket edebilen bir kişisel avatar oluyor. Avatarlaşan  kullanıcı bu yeni kimliği ile sanal dünyada dilediği şehrin  sanal mahalle, cadde ve sokaklarında yaşayacak, alışveriş yapabilecek, gerçek sanal para kazanabileceği dükkan ve  mağazalar açabilecek, ticaret yapabilecek.. 
Metaverse ile dijitalleşen avatar vatandaşlar koltuğunda oturdukları yerde hareket etmeden kendisine ait, müstakil alanlar, arsalar ve kalıcı olan herşeyi, her eşyayı  satın alabilecek, satabilip takas da edebilecekler. Kısaca NFT adı verilen  non-fungible token ile dijital bir servet  oluşturabilecekler.. Bu servetle alış veriş yapabilecek.. Gerçek dünyada sahip olamayacağı herşeyi sanal alemde alıp satabilecekler. Zaten Istanbul'da boğaza nazır arsalar metaversenin sanal aleminde satılmaya başlandı bile...
Değerli Dostlarım,
Kilis'te zamanında Hötek ailesi varmış. Bunlar akşam otururlar han, hamam, bağ, zeytin alalım  şurayı da alalım, şunu da yapalım diye saatlerce  konuşurlar bunu hayal ederler ama sabah olunca tıpış tıpış hergünkü işlerine giderlermiş. Onun için Kilisliler bu tarz davrananlara hülya-yı Hötek (Höteğin hülyası) adını vermişler.. 
Bizim çocukluğumuzda bedensel olarak çok 
hareketli olan hayatımıza giren resimler gibi, bugün elinden interneti düşürmeyen gitgide daha da hareketsizleşen insana, çok uluslu dev şirketler "mesajlaşma, paylaşma,oyunlar, reklamlarla kazandığımız bize yetmez" artık oluk oluk para hedefiyle daha da sonsuz seçeneklerle karşımıza çıkıyor. 
Bir anlamda bir hülya-yi Höteği yani hayali, parayla;  irrasyonaliteyi sahte bir ara yüzle göstermelik irrasyonelleşen rasyonalite ile işgal ediyor. İnsanlığı hayatın gayesi ve hakikatın tefekküründen uzaklaştırıp manevîyatı  maddiyatla kuşatarak saldırıp işgal ediyor. İşgal edilmiş manevîyatı da o  halde bırakmayıp onu da tamamen maddileştirerek yok edecek tabir-i caizse bir jenosid programı uyguluyor.
Aziz Dostlarım,
Internete, imkanlarına, makûl bir dijital yaşama karşı değiliz. Ancak ucu karanlık bu gelişmeleri de görmezden gelmeyelim.
Bazı Hollywood yapımlarında dünyayı yöneten  bilgisayarları izlediğimiz filmler metaverse ile gerçek oluyor. Insanlık teslim alınıyor.
Siz değerli dostlarımı erkenden uyarıyorum. Herkese, özellikle gençlerimize bunları duyurunuz. Onlara dijital dünyanın, yeni tuzaklarını, sanal hayatın görünmeyen hedeflerini anlatınız.
C.Allah'ın yeryüzünde bir halife olarak halkettiği insanın, çığrından çıkan, manevîyatı yok edilmiş, ikinci bir yaratık haline dönüşme tehlikesinin giderek hızla yaklaştığını lütfen  unutmayalım... 
Kalbi muhabbetle selâmlar saygılar sunuyorum Efendim..