Değerli Dostlarım,
Bu hareketin tevhidi olarak tarihsel süreci Hz.Isa aleyhisselâmın son yemeği gecesi havarilerinin ayaklarını yıkayacağını söylemesiyle başlar.
Bütün Havarileri itiraz ettiler. Özellikle ilk havarisi olan Simun Petrus çok ısrar ederek bunu önlemek istediyse de Hz.İsa'yı vazgeçiremedi. Fısıh yemeği (son yemek) sırasında beklenmeyen bir şey oldu.
İsa kalktı ve bir havlu aldı. Sonra bir leğene de su doldurdu. İsa ayaklarını yıkadığında havariler çok utandılar.
Sıra kendisine geldiğinde Petrus, “Benim ayaklarımı katiyyen yıkamayacaksın” diyerek itiraz etti. İsa da şöyle dedi: “Ayaklarını yıkamazsam yanımda yerin olmaz.” O zaman Petrus, “Efendim, o zaman yalnız ayaklarımı değil ellerimle başımı da yıka” dedi.
İsa “Yıkanmış olan kişi temizdir; ayaklarından başka yerinin yıkanması gerekmez. Sizler de temizsiniz, fakat hepiniz değil” (Yuhanna 13:8-10) dedi.
Böylece İsa, Yahuda İskariyot da dahil 12 havarisinin ayaklarını yıkadı. Tekrar sofraya oturdu ve şunları söyledi:
“Size ne yaptığımı biliyor musunuz? Siz bana ‘Rabbi’ ve ‘Efendi’ diye hitap ediyorsunuz; doğru diyorsunuz, çünkü öyleyim. Eğer ben Efendi ve Rabb olduğum halde ayaklarınızı yıkadıysam, siz de birbirinizin ayaklarını yıkamalısınız. Benim size yaptığımı siz de yapın diye bu örneği bıraktım. Gerçek şu ki, hizmetkâr efendisinden büyük değildir.
Gönderilen de kendisini gönderenden büyük değildir.
Mademki bunları biliyorsunuz, uygularsanız mutlu olursunuz” (Yuhanna 13:12-17).
Hz.İsa oniki havarisinin tek tek ayağını yıkaması, hatta az sonra kendisini ihbar edecek Yahuda İskariyot'un da dahil ayağını yıkaması ne anlama geliyor. Doğrusu batılı kaynaklarda incelediğim yorumlarda aynı anda hem enfüsî, hem afâkî izahla mutmain olabilecek bir açılım bulamadım.
Peki tefekkür ettiğimizde tevhid ehli bundan ne anlamalı, ne sonuç çıkarmalıdır..
Dostlarım,
Tasavvuf ve tevhid yolunda seyr-i sülûk nefsanî terbiye ve rafine istasyonlarını içerir. Tevhid meratip ve makamları bu yolculuğun duraklarıdır.
Bilindiği üzere ayaklar hareket ve yürüme organlarıdır. Fiilerin çoğunun merkezinde olup her yere onların vasıtasıyla gidilir.
Ayakların bir kamil tarafından yıkanması tasavvufta; Hakk'ın yolunda ahlâkla yürü, dosdoğru ol, adım attığın yere dikkat et, yalandan, enaniyet, gurur ve kibirden kurtul, saflığı yakala, zulme karşı çık, nefsin hileli yollarından sakın, emin kişi ol, iyi düşün, her fiilin, her işin Hakk'la olsun, alçak gönüllü, tevazu sahibi ol anlamını taşır.
Öte yandan en önemlisi de Hz.Isa'nın tasavvuf yolunda hayatıyla bizzat zuhura çıkardığı tasavvufta makam-ı Cem halinin kararlı duruşuyla, henüz nefsi mülhime heyecanı taşıyan, efal ve sıfat meratiplerindeki havarilerini de buradan ileri idrâklere, kemalâta taşıyarak onları tertemiz ve örnek önderler yapmak gayesi taşımaktadır.
Değerli Dostlarım,
Hayatımızın her anında iyi ve kamil insan olmak, attığımız her adımın C.Allah tarafından herkese nefyedilen "Ruh"umuzun ikliminde, onun kontrol ve şemsiyesi altında insanî bir duruşla hareket etmesini sağlayarak yaşamaktır.
Sadece davranış, söz ve fiilerimiz değil, düşünce ve duygularımızın dahi dürüst, saf ve lekesiz olması gerekmektedir.
Yüce kitabımız Kuranı Kerim'de Tevbe Suresi 119. Âyet'te buyurulan "Sadıklarla beraber olun" emrini içselleştirmek, hem sadıklarla olup, hemde sadık olmaktır.
C.Hakk, bu mübarek günlerin hürmetine cümlemizi tertemiz olan Ehl-i Beyt'e meveddetle ayakları yıkanmış, tevhid neşesiyle arınmış, ahlâk-i Muhammedi yolunda saf bir kalple ve adımlarla yürüyen kulları arasına katması niyazıyla muhabbetle selamlar sunuyorum Efendim...
