Beş yıl önce başlayan fotoğraf sanatı yolculuğumda , ömrümün 38 yılının 33 yılında biriktirmediğim tecrübeye sahip olduğumu itiraf etmeliyim.
Fotoğrafın fikirleri , duyguları yansıtan bir araç olduğunu hepimiz biliyoruz.Bazen bir fotoğraf karesi sizleri geçmişin en gizemli kara kutularına yolculuğa çıkarıyor insanı... Yitirdiklerimizi görebileceğimiz bir fotoğraf karesi , aynı zamanda yokolan ya da yok olmaya yüz tutmuş değerlerimizin yaşatılması noktasında bir aracı olabiliyor.
Dünya genelinde son iki yüz yıl içinde gelişim sürdüren fotoğraf sanatı , Osmanlı Devleti döneminde parlayan yıldız olarak varlığını sürdürmüştür.Türkiye Cumhuriyet Devleti döneminde 1950 li yıllardan sonra sanat alanında yaşanan güzel gelişmeler fotoğraf sanatının yayılmasına vesile olmuştur. Fotoğraf Sanatı ve foto muhabirlik noktasında Sabit Kalfagil , Ara Güler , İbrahim Zaman gibi kıymetli isimler iki binli yıllara kadar onlarca keşif ve fotoğraf sanatı yolculuğunda gelişmelere aracı olmuşlardır.
Günümüzde teknolojinin gelişmesi fotoğraf makinesinin bütçelerinin eskiye nazaran daha ekonomik olması , ulaşılabilir olması , cep telefonu kamerasıyla çekim yapma imkanı vesilesiyle fotoğraf çekimi ayyuka çıkmış durumda! Öyle ki 5 yaşındaki bir çocuğun bile fotoğraf çektiğine şahadet edebilirsiniz.
Mardin özelinde fotoğrafın gelişimi ve ilerlemesi , fotoğrafın icadından yaklaşık yüz yıl sonra olsa da gerçek manada , sanat bab'ında faaliyet yapılması 1990 lı yıllara kadar uzanmaktadır. Son 30 yıl içinde yapılan bireysel çalışmalar fotoğraf sanatı açısından iç açıcı olmuştur.
Mardin özelinde bireylerin bir araya gelip ortak bir çalışma yaptığı kolektif, dernek gibi oluşumlar ise yine aynı tarihlere tekabül etmektedir.Günümüzde sadece fotoğraf sanatı özelinde onlarca inisiyatif , dernek mevcut . Ve bir çoğu aktif bir şekilde sanatsal üretim , eğitim vb... yapmaktadır.
Son 10 yıl içinde özellikle dijital medya organları vasıtasıyla fotoğraf başlı başına bir tutku olmuştur. Bazı medya organlarında on binlerce takip seviyesine ulaşan hesaplar görülmektedir.
Bu durum fotoğraf sanatı açısından güzel bir gelişme olsa da nitelikli eser üretme anlamında , fotoğrafı bir araç edinenler adına kaygı vericidir.
Ürettiğini zanneden fotoğraf severlerin tükettiğini gözlemlemekteyim.
Her yer , her alan , her durum ,her saat hunharca tüketiliyor!
Olmadı bir daha çek , bir daha , bir daha ... derken yüzlerce fotoğraf heba ediliyor!
En iyi kareyi ben çekiyorum , çekmeliyim, en çok beğeni ve yorum bende olmalı , ne kadar beğeni geldi gibi yaklaşımlarla her gün yüzlerce fotoğraf hesabı oluştuğunu görmek , bu alanda kendini geliştirmeye çalışan bir fotoğraf sever olarak beni çok endişelendiriyor. Öte yandan fotoğrafın telif hakkının bazı digital medya hesapları vasıtasıyla ihlal edilmesi , fotoğrafta görünen model ya da özel mülk , kamusal alan teliflerinin ihlal edilmesi de önemli bir endişe sebebidir.
"Flaş patlatma" olarak nitelendirilen yapay pozlamanın dokular üzerinde oluşturduğu zararları işin ehli insanların açıklaması daha doğru olur!
Peki çözüm ne olmalı.On binlerce hesap kapatılmalı mı , fotoğraf çekilmemeli mi? Elbette hayır . İşin ehli kimselerden , online eğitim kanallarından , farklı farklı eğitmenlerden eğitim alınıp , bu sanatı hak ettiği gibi yapılması daha nitelikli ve bakış açısı engin kadrajlar üretilmesine vesile olacaktır.
Son yıllarda parlayan yıldız olarak görülen özel şehirlerden biri olan Mardin'de , fotoğraf sanatını icra etmek otomatik modda fotoğraf çekip , bir kaç filtre , fotoğraf işleme uygulamaları vasıtasıyla o kareyi işlemek sanata katkı gibi görünmemekte aksine sanatı manipüle etmeye kadar uzanabilir.
Farklı bir parantez açmak da gerekirse ,fotoğraf sanatı vasıtasıyla kazanılan dostluklar ,diğer dostluklar gibi değil gibime geliyor.Bu dostluklar eften püften nedenlerle yitirilmez. Edinimlerime binaen gerçek manada kalıcı , kaliteli , ve farklı bakış açılarını barındıran bireylerin bir araya gelmesine aracı olmaktadır.
Minik bir tavsiye nakletmek gerekirse , sizler de fotoğraf sever dost edinin !
Sanatla ve sağlıkla kalın!
