USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Mizaru & Kikazaru & Iwazaru

25-07-2019

Zaman öyle bir zaman olmuş ki susmak ? susturulmak en mantıklı yaklaşım olarak algılanıyor. Milletin oluşabilmesi için toplum, toplumun oluşabilmesi için aile ve en nihayetinde beşere ihtiyaç vardır. Milletin topluma, toplumun aileye ve dolayısıyla bireylerin birbirine bağlı bir zincir halkaları olduğunu bilmeyen yoktur. Bireyin kendine, ailesine, toplum ve devlete karşı hak ve sorumlulukları vardır. Gel gör ki bu hak ve sorumlulukları yerine getiren bir avuç insanın ayıplandığını, ötekileştirildiğini görmek beni ve tüm sorumluluk sahibi bireyleri elim kederler içine düşürmektedir.

         Toplumun bu sorumlulukları yerine getirenleri ?sorunlu kişi? olarak görmesi genel anlamda ilerleyebilmek adına adım atmak isteyenleri, müteşebbisleri, aktivistleri köreltmekte ve çözüm noktasında hareketsizliğe itmektedir. En basit durumları bile büyük bir öfke patlamasıyla, nefret içerikli söylemle, ötekileştirmeyle, şiddetin çeşitli kollarını  (psikolojik, fiziki, cinsel, ekonomik vb?) uygulamakla kendini tatmin eden ve kendince haklı gerekçelerle zeytinyağı misali su yüzeyine çıkan bireylere karşı toplumun sessiz kalması, toplumun ne denli ağır bir travmatik pozisyonda olduğunun bariz göstergesidir. Son yıllarda şahit olduğumuz bu öfke nöbetleri, gerek işlerini yapmakta olan bireylere, gerek savunmasız olan kadınlara-çocuklara, gerek kaldırımda duran bir ağaca, gerekse bankamatik makinesine orantısız bir şekilde uygulanmaktadır. Çok büyük bir teessürle okuduğumuz, gördüğümüz bu haberler ve durumlara karşı (hukuksal tepki zaten mümkün değil ki, bu durumlarda ?Sana ne kardeşim? Sana ne oluyor? yaklaşımları net bir şekilde ortaya konuluyor) yorum yapmaya korkar hale gelen bireylerin akıbeti önümüzdeki dönemlerde o haber manşetlerinden çok da farklı olmayacaktır.

         Öz kültürümüzde meslek erbaplarına karşı saygıyı ve hürmeti bizlere öğreten büyüklerimizin izinden gitmemek, bizlere emanet edilen kadın ve çocuklara karşı hıyanet etmek , ?Kıyametin yarın kopacağını bildiğin halde elindeki tohumu toprakla buluştur.? diyen güzel peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa´ya (S.A.V) bile itaatsizlik ve isyan, kamu malına bilerek ve isteyerek zarar vermek hangi insanlığa sığar! Bunları yapanlara karşı hukuki kurallar çerçevesinde geri bildirim yapmak yerine sessiz kalmak, o kişilere destek vermekten başka bir şey değil! Bireylerin içinde bulunduğu bu davranışların çözümü amaçlı, yetkililerin ciddi bir yasal düzenleme getirmesinin elzemliğini dile getirmek bile insanlık için ayrı bir ayıp! Adalet mercilerinin bu olumsuzlukları yapan bireylere karşı gerekli müeyyideleri uygulayamaması-yasal boşlukların olması ayrı bir muamma! ?Eğitim şart!? diyen ünlü sanatçının vecizesinin altında çok derin manalar olduğunu ve tüm bireylerin bu vecizeyi iyi algılamasını diliyorum.

         Toplumdaki tüm bireylerin ekonomik, sosyal, kültürel, fiziksel, psikolojik, sanatsal vb? eğitimlerden geçmesi günümüzde olmazsa olmazlardan. Özellikle bu topraklarda yaşayan bireylerin aynı eğitimleri duble alması gerekmektedir.

Mani dininin temeli olan ?Üç mühür? de temsil edilen ağız, el ve kalbin mührü; Türk İslam, Bektaşi öğretisinde ?el, bel ve dile sahip olmanın? öneminin uzantısı olan ve 17. yyda Japonya´da ortaya çıkan Mizaru, Kikazaru ve Iwazaru felsefesi emoji dünyasında sıklıkla karşılaştığımız lakin gerçek manada tanımadığımız ve dahi yanlış bildiğimiz üç bilge maymun felsefesidir? Türkçemizdeki ?üç maymunu oynamak? deyiminin görmemize, duymamıza, bilmemize karşın, sorumluluk almaktan kaçındığımız anlamında kullanılır. Görmedim, duymadım, bilmiyorum ifadeleri ile gerçeği görmezden gelmek minvalinde ele alınan üç maymun´un esasında bilinenin ötesinde ve ziyadesiyle mistik bir yerde durur. Bu felsefeye göre Mizaru gözlerini kapatarak kötüyü görmez. Bu, kafayı kuma gömmek değil aksine tam tersine kötü ve iyiyi ayırt edecek bilgeliğe sahip olmakla ilgilidir. Kikirazu, kulaklarını kapatarak kötüyü duymaz. Bu yaklaşımı, gerçeklerden kaçmakla ilgili değildir. Bilakis faydası olmayan ve yalan bilgi barındıran durumlardan uzak kalmak anlamını taşımaktadır. Iwazaru ise ağzını kapatarak, kötüyü konuşmaz. Pısırık olduğu anlamına gelmemeli tam aksine dedikodu yapmamak, boş yere konuşmamak, başkalarına zarar verecek haber ve verileri yaymak yerine bilgece suskunluğunu korumak anlamlarını barındırmaktadır.

Toplumumuzun da Mizaru gibi kötüye alet olmaması, Kikirazu gibi yalana alet olmaması ve Iwazaru gibi yanlışa alet olmamasını temenni ediyorum.

Sürçülisan ettiysem affola?