USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ÇANAKKALE SAVAŞI'NDAN ALINACAK SOMA DERSLERİ

19-05-2014

Soma'ya ışık tutması amacıyla, Çanakkale savaş muhabirinin Osmanlıca bir gazetede yer alan haberinin transkripsiyonunu aynen aktarmak istiyorum: 'Çam ağaçları arasında yer alan tepelerin yamaçlarında hastalar için çadırlar kurulmuş, bir hastane oluşturulmuştu. Normal hastalıklara tutulmuş olanlar kırk beş, elli kişi alan uzun bir çadırdaki yataklara yatırılmışlar. Gazileri, yaralarının durum ve önemine göre tasnif edilmişler ve yaralı olarak esir alınmış İskoçları da başka bir çadıra yerleştirmişlerdi.

Yataklar, en titiz bir hanımefendiye şikâyet imkânı bırakmayacak kadar temizdi. Üstlerinde en küçük bir leke bile görülmeyen bu bembeyaz çarşaflar, yorganlar, bulaşıcı hastalıkların Çanakkale Savaşı'nda neden hiç bulunmadığını anlatan nedenlerin başında gelmektedir. O yakıcı Temmuz sıcaklığına rağmen, burası yükseltide ve çam ağaçlarının arasında yer aldığı için serin ve ferahtı.

Çadırların çam ağaçlarına ve aşağıda sere serpe yer alan ovalara doğru açık bırakılan camsız pencerelerden şifa dolu çam kokulu bir rüzgâr esiyor. Doktorlar, hastaların bu atmosferde çok çabuk iyileştiklerini ve sık sık orduya yetmiş, seksen kişilik boş yataklarının olduğuna dair haber yolladıklarını söylüyorlardı.

Anadolu'nun dört bir yanından gelen bu asil insanlar, kendilerine gösterilen şefkat ve dikkatten dolayı doktor ve hastabakıcılar için ayrı ayrı teşekkürlerini ifade ediyorlardı.

Buraya çıkan tüm yolların düzgünlüğü, çadırlar arasında ve etrafında oluşturulan çiçek bahçelerinin peyzajı ve intizamı, hastaların ruhlarına dinginlik verecek bir ortam sağlıyordu. Aşçı dairesi(mutfak), ecza depoları, bir şehirde olması gerekenden daha düzenli ve mükemmel idi. Görülüyor ki, hastane yöneticileri, organizasyon ve idare kabiliyetine sahip tecrübeli kişilerden oluşuyordu.'

Bu yazının üzerinden yüz yıl geçmiş olmasına rağmen, Soma'da karşı karşıya kaldığımız maden faciasından ve daha sonra ortaya çıkan keşmekeşten yola çıkarak Çanakkale'den bile alacağımız çok dersler olduğu ortadadır.

Daha az ücret, daha çok istihdam ve daha çok kar peşinde koşan özel sektör, maalesef Soma'da taş kömürü duvarına toslamıştır. Şu anda, kamu kurum ve kuruluşları da ne yazık ki aynı yol ve mantığı izleyerek 'taşeron' anlayışıyla işlerin maliyetini düşürme yoluna gitmektedirler. Türkiye'nin dört bir tarafında masa başında görev yapan birçok memur, aslında taşeron firmanın genelde 'temizlik işçisi' olarak karşımıza çıkmaktadır.

Soma trajedisinden aslında çıkarılacak çok büyük dersler olsa gerek. Maden yetkilileri, iki saat boyunca basın mensuplarına haklılıklarını savunmaya çalışırken, bir bakıma felaketin tellallığına da soyunduklarının farkında değiller anlaşılan.

Soma trajedisi, iş ve sosyal güvenlik alanında daha çok mesafe kat etmemiz gerektiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bundan sonra atılacak somut ve istikrarlı adımlarda tüm yetkililere büyük sorumluluk düşmektedir.

Bundan böyle hodbin yaklaşımlarla sorunları çözmek pekâlâ mümkün gözükmemektedir. Toplumsal yaralara büyük bir sorumluluk anlayışıyla yaklaşarak çözüm üretmemiz gerektiği kanaatini taşıyoruz.

Sonuç olarak diyoruz ki; bundan böyle yeni Somalar kaderimiz olmasın.