Dünyaya kız olarak gelmişseniz daha ilk günden hayata bir sıfır yenildiniz demektir..
Hemşirenin" kız "diye kısık sesini duyarsınız
Doğuma ücret bile ödemek istemez babanız.
Çünkü kız doğmuşsunuz, bu doğum sayılmaz.
Okul cağı gelir eğer anne, babanız, dedeniz babaanneniz, anneanneniz uygun görürse okursunuz! Ama onların uygun gördüğü kadar okursunuz. Ya da daha çağdaş bir aileniz vardır. Size üniversiteyi okutur...
Ama üniversitede taciz mi edilir, şiddet mi görürsünüz garantisi yoktur. Çünkü kızsınız ve okumanızın önünde diz boyu tehlikeler var. Ve bu durum her şeyi göze almanızı gerektirir. Aile böyle görür, toplum bunları kabullenmiş durumda. Ama siz dik durun, ayakta sağlam kalın ve çalışın. Kulaklarınızı tıkayın yüreğinizin sesine kulak verin.
Sonra evlilik düşünürseniz siz kimseyi sevemezsiniz seçemezsiniz. Onu aileniz sizden daha iyi yapacaktır. Onların uygun gördüğüyle evlenmek sizin yârim aklınızla alacağınız karardan daha iyidir(!). Evlenirsiniz eşinizin ailesinde ikinci sınıf muamele görürsünüz. Her ne kadar sizi seviyor gibi gözükseler de oğulları onlar için önceliklidir. Sizin önceliğiniz, eviniz, eşiniz, çocuğunuzdur artık. Sizin fedakârlık yapman iz beklenir. Hapsedildiğiniz bu küçük dünyayı nimet kabul edeceksiniz! Çünkü sizin yeriniz evinizdir.
Diyeceksiniz ki çok abarttın öyle bir şey yok!
Peki bu ülkede neden hala şiddet gören, taciz edilen, yol ortasında öldürülen kadınlar var?
Neden kariyer konusunda kadınlar fedakar olmak zorunda. Önce kardeşin okusun, hayata atılsın denilir.
Demek ki hala tamir edilmesi gereken beyinler var. Kadına nasıl davranılması gerektiğini öğrenmesi gerekenler var.
Türkiye´nin bir ilinde, sırf kadın diye konusunca kimsenin dinlemediği eşiyle gezmesinin, alışverişte pazarlık yapmasının, çalışmasının, açık giyinmesinin ayıp olduğu gelenekler var.
Deyimlerimiz bile kız gibi ağlama, kız gibi yürüme gibi, kadını ve kızları aşağılayıcı değil mi?
Bu kültürle büyüyen çocuklar kız gibi olmanın kotu bir şey olduğun inanır.
Evlatlarımız arasında ayırım yapmayalım.
Allah ne verdiyse onu emanet bilip, en iyi şekilde yetiştirelim.
Kızımızı ev islerine koşturup oğlumuzu evin baş kösesine koyarak onu mirastan mahrum ederek evladımızın ahını almayalım.
Benim, kızına oğlu için yemek hazırlatan anneler bilirim. Kızları yemezse de olur. Onlar kız ya!
Ve bunlar toplumun derin bir yarası olarak günümüze gelmiş gerçekler.
Kadının topluma şekil verme, aydınlatma gibi bir görevi var.
Ve kadınlar erkek çocuklarını, kız çocuklarından üstün tutar, ayrıcalıklar sağlarken, geleceğin annelerine ihanet ettiklerinin farkında değiller.
Kadın cinayetlerinde, kadına şiddet olaylarında, kadının aile içinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmesinde en büyük etken kimdir?
Bence en büyük etken kadındır.
Annelerdir.
Kadınlar, anneler gelin hep birlikte bunun önüne geçelim.
Daha çok kadın öldürülmeden?
