Zaman kötü deyip duruyoruz hep. Oysa zaman da tıpkı dünya ve içindekiler gibi bize hizmet etmek için yaratılmış. Geceyi ve günü, gençliği ve ihtiyarlığı bilmemiz, belli bir düzene sahip olabilmemiz için?
Nedense terk ettiğimiz, eskittiğimiz, önem vermeyerek kaybettiğimiz her duygu, her davranış, her kişi ve her iş için zamanı suçladık?
Oysa biz içimizi terk ettiğimiz için; değişti, önemsizleşti, artık kalmadı dediğimiz her şey, ama her şey iç sesimizden uzaklaştığımız için bozuldu!
Sonra ne oldu biliyor musunuz? Kimsenin farkı kalmadı kimseden, herkes herkesleşti! Sanki insanlık ölmüş de gömülmemiş gibi ve baktığımız her çehre zevkten, huzurdan ve sevgiden çok avuntu taşımakta. Avuntular ülkesi artık her b/akış?
İçimize, yani özümüze geri dönersek, aslında gidişatı değiştiren veya değiştirebilecek tek gücün kendimizi, yaşayış amacımızı ve ruhumuzu fark etmek olduğunu göreceğiz. Böylelikle de aslında farkları fark etmeyi dahi unuttuğumuzu fark edeceğiz?
Ne istediğini bilen insan, kendisinin farkında olan insandır. Ve böyle bir insan kimliğinde ne yazacağını kendi belirler. Kimliğinde ne yazacağına bir başkasının karar vermesi, insanın bir cesetten ibaret olduğunun göstergesidir bence. O yüzden ruhunuzu yakalayın, kendinizin farkında olarak farkındalıklar yaratın ve vazgeçin zamanı suçlamaktan. Yaratıldıysanız, gerçek manada yaşamayı da hak ediyorsunuz demektir. Yaşam hakkınızı geri verin kendinize. Ve unutmayın değişimin iyi veya kötü şekilde gerçekleşmesinin tek sebebi biziz, bizim duygumuz, düşüncemiz, irademiz ve hayata bakış açımız?
?Eğer sen farkındalık yaşarsan, her gün senin için altın bir fırsata dönüşecektir. Her şey senin farkındalığına bağlıdır.? Aret VARTANYAN
