Merhaba dostlar!
Yazmayalı uzun zaman oldu.
Birkaç günlüğüne görev karışımı tatil yaptık.
Sorunlar, sıkıntılar gittiğimiz yere bizimle geliyor.
Mardin'den, Ankara yapılan Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Başkanlar Toplantısına katıldım.
Hava alanından şehir merkezine giderken,Altındağ Belediyesinin yaptırdığı bir vadi var. Doğrusunu isterseniz cennet gibi bir yer. Görsel bir ziyafet,huzur veren bir mimari tasarım.
Sonra Altınpark,
Akıllara durgunluk veren bir hizmet.
O anda Ankara'daki yerel yönetimlerin hizmetten anlamadıklarına karar verdim(!)
Ve aklıma bu fikir geldi. İsteyen katılabilir,istemeyen kendi bilir?
Mesela Mardin Örnek alınabilirdi.
İmar,yapılaşma nasıl olmalı diye.
Sonra göreceksiniz 20-30 hatta başkente yakışır 40-50 katlı,otoparkı olmayan,altyapısı olmayan,yeşil alandan yoksun apartmanların nasıl dikildiğini.
Apartmanlar, balkondan balkona, komşuya bir tabak yemeği elden vermeyecek kadar uzak yapılabilir mi(!)? Böyle hoşgörüden uzak olmak yakışır mı?
Bu kadar arsa heba edilir mi birkaç yeşil ağaç birkaç havuz için?
Dik apartmanları kapış kapış satılsın daireler, vatandaş görsün nimetten nasıl yararlanıldığını.
Altındağ Belediyesi bu işi bilmiyor(!)
Belediye binasının etrafında bu kadar yeşil alan bırakılır mı?
Kesin ağaçları, boydan boya bir restoran yapın,en tepesine de bir cafe,Adı Altın Cafe olsun.
Gelene çayı 3-5, yemeği de 25-50 arası dayayın ziyaretçilere,bakı n para nasıl kazanılır?
Mardin'den çağırın güzel bir ekibi bakın görün hizmet nasıl verilir(!)
Hani bir söz var;Perşembenin gelişi Çarşamba'dan bellidir.
Giderken, Ankara girişindeki kıskandırıcı hizmet, şehrimizde neden böyle hizmetler verilmiyor diye canımızı sıktı.
Dönüşte yine bir başka sıkıntı.
Kızıltepe İlçesine bağlı onlarca köy karanlıkta kalmış, tarlalarda yıllardır devletin teşvik ettiği ikinci ürün tarlada kurumaya yüz tutmuş.
Çiftçiler İpek Yolunu trafiğe kapattı.
Siyasiler Başbakan seçimlerine endekslendi.
Yüzlerce araç yolda kaldı. Yüzlerce yolcu gece yarısı yollarda susuz kaldı, aç kaldı.
Vatandaş protestoda,vatandaş yolda mahsur,vatandaş perişan!
Ama devlet yok!
Birkaç güvenlik görevlisi Mardin'e 40 km kala insanlarla dalga geçer gibi;
Yolların kapalı olduğunu söylüyor ve 'Viranşehir'e dönün. Oradan Diyarbakır'a gidin,Oradan da Mardin'e gidebilirsiniz.' Yönlendirmesi yapıyor.
Topu topu iki yüz küsur kilometre.
Gecenin karanlığında metruk bir yol, Allah'a emanet gidenler gitti.
Bu mahsur kalan yolcular arasında bizde nasibimiz aldık.
Kamu görevlileri,sorumlular neden tedbir almadı?
Mesela Viranşehir Merkezinde Mardin istikametine gelen araçlara,'Yol trafiğe kapalı, giderseniz yolda kalırısınız' denilemez miydi?
Ve bölgede devletin politikası iflas eşiğinde.
Yıllardır ikinci ürünü destekledin,sondaj açanlara karışmadın.
Şimdi de elektriği özelleştirip vatandaşa adeta işkence ediyorsun!
Yıllar önce gaz lambaları kırılıyordu,elektrik verilen köylerdeki açılış törenlerinde..
Bölge insanı gergin.
Bölge insanı tedirgin.
Ya elektrik kesintilerine çözüm getirin,
Ya da kırılan gaz lambalarını geri verin.
