Neredeyse on yıldır ülkemize akın eden mültecilere sadece kapılarımızı değil; yüreklerimizi, evlerimizi, sofralarımızı açtık.
Zaman zaman haklı gerekçelerle tansiyon yükselse de sağ duyumuz ve merhametimiz galip geldi bu insanların savaş mağduru ve çaresiz sığınmacılar olduğunu unutmadık ve insanlık neyi gerektiriyorsa onu yaptık, yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz.
Çünkü biliyoruz ki insanlığın; dili, dini, ırkı ve mezhebi olmaz. Ve sanırım milletçe yapabildiğimiz en iyi şey sahiplenmek, merhamet etmek, şartlar ne olursa olsun anlamaya çalışmak...
Çok üzülerek belirtmek istiyorum ki genelde kafadan dolma bilgilerle hareket eden, mukayese ve muhasebe yetisi pek gelişmemiş, okuyup araştırmaktan çok ezbere hareket etmeye meyilli bir milletiz.
Eğitim seviyesi yüksek, güya "MEDENİ" yaşam ve eğitim şartları oldukça iyi olan Avrupa´ dan da gerilerdeyiz bu konularda...
Yalnız aklıma takılan ve vicdanımı çok rahatsız eden bir soru ile boğuşuyorum günlerdir. Avrupa´nın o dillere destan medeniyeti kim için işliyor?
Malumunuz Türkiye sınır kapılarını açtığı hâlde Avrupa ülkeleri sığınmacıları kabul etmiyor, kabul etmemekle de kalmıyor ateş açıyor, yakalayıp, dövüp, gasp edip geri yolluyor!
Sahi bu Avrupa ülkeleri, Medeniyeti kim için kullanıyor?
Medeniyetin insanlık için kullanılması gerekmiyor mu?
Türk vatandaşları, sığınmacılar ülkemize giriş yaptığı günden bu yana pahalılıkla, işsizlikle imtihan ediliyor. Yine de iyi ki diyor millet "İyi ki Türkiye vardı da bu insanlar sığınabildi! işkenceyle, açlıkla, ölümle sınanmadı iyi ki..."
Yere batsın Avrupa´nı insanlığa faydasız medeniyeti!
Edirne sınır kapısından geçmeye çalışan, üşüyen, acıkan sığınmacılara yine Türk milleti koşuyor. sıcak yemek, içecek, battaniye dağıtıyor. Çocukların ayakları üşümesin diye çoraplar örülüyor, alınıyor. Ağlayan sığınmacılarla ağlanıyor...
Türkiye tüm Dünya´ ya Medeniyet budur diyor bir nevi!
Ülkem insanının daha çok okumasını, ezbere konuşmamasını, Edebiyat, ilim, sanat ve tasavvuf alanında daha çok gelişmesini çok istemekle ve yetersiz olduğunu düşünmekle birlikte, bu kadar sağ duyulu, şefkatli ve merhametli insanlar barındırdığı için ülkemle gurur duyuyorum.
Hangi dilden, dinden, ırktan ve mezhepten olursa olsun tüm insanlığın hak ettiği gibi "insanca" muamele görmesini diliyorum....
