Yıllardır,milleti sürüde kuzu gören zihniyete Gezi Parkı Kahramanları öylesine güçlü,kararlı ve yerinde bir tepki gösterdi ki, Türkiye?nin geleceğinin önünü de açtı. Başta hükümet olmak üzere,tüm siyasiler,vatandaşın vergileriyle ayakta duranlar, kendilerini milletin efendisi görme alışkanlıklarından vazgeçmeleri gerektiğini anlamış olmalarını diliyoruz. ?Ben karar verdim olacak? zihniyetine Gezi Parkı Kahramanlarının gösterdiği tepkiyi alkışlıyorum. Her ne kadar uzak olsak da,yüreğimizle, düşüncemizle o kahramanların yanındayız. Taksim?de toplanan binlerce kahramana ne biber gazı ne TOMA tazyikli suyu tesir etmedi. Çelikten bir gövdeydi duruş. Polislere suçu yükleme taraftarı değilim.Polis emir kuludur verilen emri yerine getirmekle yükümlüdür. Orantılı veya orantısız güç kullanımından da o emri verenler birinci derecede sorumludurlar. Yıllardır kardeşi kardeşe kırdıran ve bugün çözüm süreci ile yumuşatılan,kimine göre Kürt sorunu,kimine göre bölge sorunu olarak algılanan,temelinde ise yönetimin üstün ırk ve sınıf ayrıcalığı yaratma gayreti olarak gördüğüm(kişisel düşüncem) kanayan yaranın astığım astık, kestiğim kestik anlayışından günümüze kadar gelmedi mi? Kimine göre 5 yüz, kimine göre 6 yüz milyar dolarlık silahı, kendi dağlarımıza, kendi çocuklarımızı öldürmeye dönük kullanmadık mı. 40 bin insan öldü,öldürüldü veya şehit düştü.Üç çapulcu denildi,köklerini kurutacağız denildi. Gelinen nokta ortada. Türkiye?yi yeniden inşa edecek boyutta bir bütçe ve gençliklerini yaşayamayan gençler,vatandaşlar. Bu gün de aynı küçümsemeler, aynı teraneler. Siz kimsiniz, her şeyi ben bilirim,ben karar verdim ben yaparım, millet kim,yargı kim,gazeteci kim, vatandaş kim. Gelinen nokta yine acı veriyor,sıkıntı veriyor. Durup dururken suni gündem yaratmak marifetmiş gibi. Her şeyi ben bilirim,ben yaparım demekle olmuyor işte. Halk kuzu değil, halk aptal değil,halk zeka yoksunu değildir. Bu halk sabırlıdır, acıya,sıkıntıya tahammül derecesi yüksektir. Ama sabrı taştı mı önüne geçmek zordur. Ellerini ovuşturup ? Türk Baharını? bekleyenler var. Bu çatışma ortamında neredeyse bir yerlerine kına yakma hazırlığına girmişler. Herkese düşen görev çatışma yaratacak,söylem davranış ve hareketlerden uzak durmak,olaylara temkinli yaklaşmaktır. Yabancı ülkelerin yayın organları Taksim eylem ya da direnişini ?Türk Baharı? olarak nitelendiriyor. Bunu yapmaya gerek var mıydı? Polis ve vatandaşı karşı karşıya getirmek illa da gerekli miydi. İşkence, şiddet düşüncelerinden arındırılmış bir toplum hedefine ilerlerken, AVM uğruna vatandaşa acımasız,orantısız güç kullanılmalı mıydı? Gezi Parkındaki ağaçlar kesilince çok mu mutlu olacaktınız? Yeni yapılacak AVM Türkiye?nin dış borcunu mu silecekti. Türkiye?nin ekonomisini mi ayağa kaldıracaktı? Gezi Parkı direnişi, eylemi,olgusu herkese ders olmalı. Sabır taşınca, polis,panzer,TOMA kar etmiyor işte. Ülkenin geneline yayılan Taksim Gezi Parkı eyleminden başta hükümet olmak üzere tüm siyasilerin ve bu ülkede yaşayanların ders alması ülkenin geleceği bakımından önemli ve anlamlıdır. Sahi Türk Baharı mıdır yaşanan?
Mehmet ÇELİK