USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Başka Açı

10-02-2017

             Herkesin hayatında bir mahpusluk var. Bir dönem volta attığı koridorlar. Kiminin evinde, kiminin balkonda,  kimininse kalbinde.
              Yanıltıyor baktığımız açılar. Çünkü her biri ayrı acılar. Sahte, kahpe gülüşlerin aldattığı adamlar. Ve buna sebep kadınlar. Sanayi malzemesi kokan parfümler. Algıyı uyandıran burun delikleri, beyni tıkıyor.
               Herkes bir şeylerden şikayetçi ve çoğu şeyden bihaber yaşıyor. Uzak değil tam ensemizde o nefesler. Etlerden oluşan yan sanayi bedenler amaca hizmet eder oldu. Aslını yitirenler, fotokopi merkezlerinde kuyruk oluşturdu. Ve bir sektör oluştu böylelikle. Yapay gülüş icat edilince piyasaya çiçeklerin sahteleri sürüldü. Görünüşleri gerçeklerden daha da güzeldi. Hayat yoktu ve hiç solmayacak olmaları essizdi. Ta ki biri gelip solmayı değil daha çok çiçek açmayı hedefleyene kadar güldürmedi gerçekten yüzünü. Simdi duyduğunuz her kahkaha sesini ayırt edin. Plastik kokuyor mu o kadın da diye....
             Gerçek yaşlar kayboldu. İzleri silinen seneler kaybedildi, yok edildi ve kimse kimsenin acısını anlamaz oldu. Bu zamanlar "ağladın mı sen? ?diye soramaz oldu kimse. Ne yaş kaldı gözde ne de yaşananların bıraktığı lekeler. Bundandır hepimiz sahte olduk. Yaşı olmayan kadın demeyin bana yaşım var otuz beş ve iki damla onlarda gözlerimde...
            İçimden geldi. Ben de bıraktım attılar kendini bir parka giden çocuklar gibi şen...
            Süzüldüler otuz beş takla ata ata...