USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bir Öykü...

05-11-2016

Kafası  karışıyor, aklı bulanıyordu. Dil git dese de kalp kal diyordu. Oysa kalsa ne olacaktı ki..Ne bekliyordu insan? Neyi denemek, yaşamak ister? Merak mıydı adı? Bilinmezlik miydi? Yoksa yıllarca annesinin bu kutuyu açmak yasak diyen çocuğuna, aslında açma arzusu yüklemesi gibi miydi? Sobanın sıcağından uzak durması gerektiğini bildiği halde el sürmek istemesi gibi bir şey miydi? Hepsinin cevabına "evet" dedi içinden.. Evet tam da buydu.. Ateşe el sürmek istemek, bile bile lades demekti. Bulanmış aklı uyutmadı o gece Destina´ yi...

Bu öykü onun harflerinden oluşuyordu. Yaşama  bakışı, uyanışı her sabaha değişti, o güz gününden sonra. Belki kimse bilmeyecekti ama acısını taşıyamıyordu içinde. Gitti...

Öylece bedenini bıraktı oturduğu sandalyeye ve göç etti.. Ruhunu anlayacağı birini bulmuş, varlığına alışılmış küçücük evde sanki varmış gibi yaşamaya başladı. Oysa her şey öylesine değişmiş ve alabildiğince gürültülüydü. Sessizliğini fark eden olmamıştı da kendi suskunluğunun farkındaydı.

En acısı da bu değil miydi? İnsan bu kadar derinlere dalmış beyniyle, lal olmuş dilini sadece kendi fark ediyordu...

Bazen en büyük uzaklık en yakınından gelir diye düşündü.. O kadar yakındı ki aldığı nefes, sesine sesi değse anlaşılır diye korkuyordu.

Ne de uzun zaman olmuştu bir perde çekeli o sine yarasına. Meğer görmezden gelmek en büyük cezaymış kendine. Farkındalık kötüdür dedi içinden keşke kaşımasaydı,dokunmasaydi en mahrem yarasına..

Kendini hiç bir mevsime ait olmayan bir ay gibi hissetti.. Ne sıcaktı bir yaz gibi, ne de soğuk olabildi sevdiği kışa.. Ne bir yağmur damlası olabildi gözyaşı, ne çiçekleri gönlünde, bir gövde bulabildi dallarına..

Anlatamazdı biliyordu çünkü anlatsa da anlaşılmazdı. Belki de duyacaklarını sevmiyordu, biliyordu ezbere çünkü söylenecekleri..

Ve gitti. Gitmesi gereken şekilde bir protokol adabıyla.. O´ na yakışan şekilde..

Gitti ama bitmedi... Halen her şey kalbinde... Üstelik on yedi yaşı gibi...