USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Nereden Buldun?

06-06-2021

Çekirdek aileye kıyasla geniş ailenin en önemli avantajlarından biri; ailenin küçük bireylerinin, yaşlılardan alabilecekleri çok fazla ders olmasıdır. Hakikaten insan bu günleri yad ediyor ve özlüyor. Özlemle ve rahmetle andığım babaannem 2003 yılında vefat etti. Resmi kayıtlara göre Rumi 1327 doğumluydu. Ancak yaşadığı olaylar göz önüne alınırsa bu doğum tarihinden 5-6 sene daha erken doğduğu anlaşılıyordu. Anlattığı hikâyeler; bazen katırcıların yolculukları, bazen şeyhlerin kerametleri, bazen bir sohbette dinlediği dini bir menkıbe, bazen de bin bir gece masallarına öykünen hikâyelerdi.  

Babaannemden duyduğum ve etkilendiğim kıssalardan biri; selası okunan bir akrabanın ardından defin merasimine gidip mezara nasıl indirildiğini görmek olmuştu. Hemen ninemin yanına gelip mezara konulan meftanın durumu ve neler yaşayacağı hakkında çocuk aklımla kendisine sormuştum. O da bana kendi dedesinden duyduğu en az 100 yıllık bir hikâyeyi anlatmıştı. Hikâye beni o kadar etkiledi ki o günden sonra yaptığım faaliyetlere daha fazla dikkat eder oldum. 

Ninemim dedesinden duyduğu bu hikâyeyi sizlere aktarmak istiyorum. Bir baltanın hikâyesi…

Kabirdeki yaşamı merak eden bir adam; imamdan fetva alarak yeni vefat etmiş biri ile mezarın içinde bir gece geçirmeye karar vermiş. Onu ölü ile beraber mezara koymuşlar. O da can havli ile karşılaşacaklarından korktuğu için yanına bir balta almış. Sonraki gün sabah saatlerinde gelen insanlar onu mezardan çıkarmış. Adam sırılsıklam terlemiş bir biçimde başından geçen hikâyeyi anlatmış:

- Mezar kapandıktan sonra iki sorgu meleği (Münker ve Nekir) geldi, meftayı sorgulamaya başlamadan önce beni fark ettiler, ben de durumu izah ettim. Onlar da madem sabah gidiyorsun, sorgulanmanın nasıl olduğunu sana gösterelim dediler ve beni sorgulamaya başladılar. İlk olarak balta ile ilgili sorular sordular. Vallahi ben sabaha kadar baltanın sapının bile hesabını veremedim… 

Ninem bu hikâyeden sonra bana tek vasiyetini söyledi: Cuma günü gömülmek… Dini bir gerekçesi var mı bilmiyorum, ama bana söylediği şey cuma günü gömülenlerin sorgu melekleri tarafından kıyamet gününe kadar sorgulanmayacakları, her geldikleri zaman bir sonraki cumaya ertelemenin yapılacağı, en azından kabirde belli bir süre rahat kalınabileceği…   

Bu kısa hikâyenin özetinde, şüphesiz tüm insanlar yaptıklarından, mallarını ve mülkleri nasıl elde ettiklerinden hesaba çekilecekler. Yıllar önce olasılığı anlaşılamayan olaylar veya mucize gibi gözüken hadiseler nasıl da bilim ve fennin gelişimi ile aydınlanıyor? Artık kameralar her şeyi kaydedip bir yerde işlenen suçu anında ortaya çıkarabiliyor. Bu sağ ve sol tarafımızdaki Kiramen Kâtibin Meleklerinin yaptığı işe benzemiyor mu? Veya Fil Suresinde geçen ebabil kuşları ile filler uçak ve tanklara benzemiyor mu? 

Benim şahsi görüşüm adaleti diğer dünyaya bırakmamaktır. Bir yolsuzluk, usulsüzlük, dolandırıcılık veya adam kayırmacılık yapılıyorsa bunun hesabı bu dünyada görülmelidir. Aksi halde sistem işlemiyorsa helak olmamak için geriye sebep kalmaz. 

Vergi sisteminin ve kalkınmanın en önemli sorularından biri “Nereden Buldun?” sorusudur. Bu soru, hangi siyasi parti iktidara gelirse gelsin, kurumsal olarak sorulması gereken en önemli soru ve bu soruya yönelik olarak yasa getirilmelidir. Amerika’dan başkanlık sistemini alırız, ekonomik yapısını kopyalamaya çalışır ve yaşam tarzına öykünürüz, var mısınız vergi sistemini de alalım? Küresel ısınma, iklim değişikliği, bunlar sadece memleketimin sorunları değil; küçük bir köye dönen tüm dünyanın sorunu durumundadır.

 Yazılımlar ve bilgisayar sistemleri ile beraber artık banka hesapları ve tapu kayıtları rahatlıkla izlenebilmektedir. Teknolojinin gelişmesi ile beraber vergilendirilmemiş kazancın saklanması zorlaşmış, takibi kolaylaşmıştır. Usulsüzlük yapanlar parayı ya nakit tutmak zorunda ya da altına-mücevherata çevirmek zorundadır. Yastık altı yatırımın sisteme entegrasyonu ile açıklar tamamen kapatılmış olacaktır. Nereden buldun yasası ile:

- Vergi kaçırmanın,

- Kara para aklamanın,

- Yolsuzluğun,

- Rüşvetin,

- Hırsızlığın,

- Arsa ve ya piyasa spekülasyonun önüne geçilecektir.

Konuştuğum bazı siyasetçiler, halk bu kanuna karşı çıkar diyor. Kanun herkese eşit uygulanırsa, halk neden karşı çıksın? Halk kanuna karşı değil tam tersi eşit uygulanmamasına karşı çıkar.

 Sistem insanların ahlak veya ahlaksızlığından bağımsız bir şekilde işlemelidir. Tefecilerin, katillerin, Müslüman olsun, olmasın masumlara haksızlık edenlerin servetleri ve namları kadar değerlendiklerini görmek; toplumun güç veya muktedir karşısında eğilebildiğini göstermektedir. 

Sistem namusluyu kollarsa Ar-Ge ve inovasyon olur, liyakatliler bu memleketi ve bu ülkeyi terk etmez, daha yaşanabilir bir memleket yaratır.Bu nedenle ne yapıp edip “Nereden Buldun?” sorusunu sisteme yerleştirmek gerekir.